028 Tevbe ve İstiğfar
Değerli
okuyucularım, tevbe, bir müslümanın yaptığı kötü işlere nedamet duyup pişman
olarak yenidten Rabbine dönmesi demektir. Tevbenin bir kalble ilgili
görünmeyen yönü (nedamet ve pişmanlık)
bir de sözle ilgili görünen yönü (istiğfar)
vardır. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:
"Günahlara
pişmanlık, tevbedir." [Hâkim] buyurdu.
Günahlara
devam edip dururken pişmanlık duymadan ağzıyla istiğfar eden ise Rabbiyle alay
etmiş olur: Hadıs-i şerifte:
"Günaha devam edip, diliyle istiğfar eden, Rabbiyle alay etmiş sayılır." [Beyhekî] buyruldu.
Genel
ve ayrıntılı bir tevbe için euzu besmeleyi müteakip Allah'a hamd edilip Rasulullah'a
salavat okunduktan sonra:
Estağfirullah, estağfirullah,
estağfirullah el-azim, el-kerim, ellezi lâilâhe illa hû, el-hayye'l-kayyume ve
etûbü ileyh.
Tevbe Ya Rabbi (3 defa)
Ya Rabbe'l-alemin, bulûğa erdiğim
andan şu ana kadar benden şirk, küfür, inkâr, isyan, nifak, fitne, zulüm,
yalan, farkında olduğum olmadığım, gizli açık, büyük küçük her ne günah sadır
oldu ise ben onların hepsine tevbe ettim. Nadim ve pişman oldum. Bir daha
işlememeye azm ü cezm ü kast ettim. Ya Rabbi, günahlarımı bağışla ve bu aciz
kulunu bir daha onlara döndürme!
Tevbe Ya Rabbi, estağfirullah.
Tevbe-i nasuh ile tevbeler olsun estağfirullah. Estağfirullah el-azim,
el-kerim, ellezi lâ ilâhe illa hû, el-hayye'l-kayyume ve etûbü ileyh; tevbete
abdin zalimin linefsihi lâ yemliku linefsihi mevten ve lâ hayaten ve lâ nuşura,
ve es'eluhu't-tevbete ve'l-mağfirete ve'l-hidayete lena, innehu
hüve't-tevvabu'r-rahim, denilir.