172 Zekat nisabı -2-

Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu: "Sâime cinsinden her kırk devede üç yaşına girmiş dişi bir deve vermek gerekir. Hiçbir deve ayrı hesap edilmez. (Yâni hepsi kırk adet içinde mütalâa edilir, zayıfı ile şişmanı, küçüğü ile büyüğü arasında bir ayırım yapılmaksızın orta derecede bir deve alınır.) Her kim, (ecrini Allah'tan isteyerek) kırk devenin zekâtını (üç yaşında dişi bir deve) verirse, kendisi için mükâfat vardır. Kim bunu vermek istemezse, biz hem zekâtını hem de devesinin yarısını alırız. (Zekât), Rabbimizin haklarından bir haktır. Muhammed'in âline ondan bir şey helâl olmaz. [Nesai, Sünen, c.5, s.15)

“Beş ûkiyye (iki yüz dirhem)'den az gümüşte zekât yoktur. Beş zevd'den az devede zekât yoktur. Beş vesakdan az toprak mahsullerinde de zekât yoktur.” (Buhârî, Tecrid-i Sarîh, (terc.) c. 5, s. 32. Hadîs No: 692)

“Yağmur, nehir ve göze suları ile (tabiî olarak) sulanan, veya kendiliğinden sulu olan arazi mahsullerinde onda bir, hayvanlar ve havuzlar yardımı ile sulanan toprak mahsullerinde ise yirmide bir zekât verilir." (Nesâî, sünen, c.5, s. 31)

“Hububat maddeleri ile hurma beş ölçek, deve beş zevd, gümüş de beş ûkıyye olmadıkça bunlardan zekât vermek gerekmez,” (Buhârî, Sahîh, c.2, s. 112)

Yemenli bir kadın kızı ile birlikte Resûlüllah (s.a.v.)'in yanına geldi. Kızının elinde altından yapılmış iki âdet kalın bilezik vardı. Hz.Peygamber kadına : "Bunların zekâtını veriyor musun?" Diye sordu. Kadın : "Hayır", dedi. Hz. Peygamber: "Kıyamet gününde Cenabı Allah'ın bu iki altını senin koluna ateşten bilezik olarak takmasından hoşlanır mısın?" Buyurdu. Bunun üzerine kadın, bilezikleri kızının kolundan çıkarıp Resûlüllah'ın önüne bıraktı ve şöyle dedi : "Bilezikler, Allah ve Resûlü içindir.” (Nesâî, Sünen, c.5, s. 38)