024  Olgunluğa giden yolun ilk basamağı


Değerli okuyucularım,

Daha önceki yazılarımdan birinde İmamı Rabbani hazretlerinin, anlamına inanarak "Lâilâhe illallah" dediği zaman o kişinin kalbinde imanın zerresinin hasıl olduğunu bildirdiğini(1) yazmıştım.

"Lâilâhe illallah" sözü ile kalbde ortaya çıkan bu zerre kadar iman, insan için bütün hayırların başıdır. Çünkü bu zerre kadar iman ile insan, onu sürekli inkara sürükleyen nefsine rağmen, Rabbinin varlığına ve birliğine inanıp O'nun terbiyesi altına girmeyi kabul etmiş, böylece olgunlaşma sürecine ilk adımını atmış olur. Gerçekte bu, benliğin hevası ile Allahü Tealâ'nın arzu ve istekleri arasındaki çok çetin bir savaşımın başlangıcıdir. Bu süreçte daima Rabbinin iradesi ile kendi hevası arasında bir seçim yapma durumda kalacak olan kişi, her defasında Rabbinin isteklerine uymayı tercih eder ise, hem içinde yaşadığı evren ile, hem de içinde bulunduğu toplum ile uyumlu, olgun bir insan haline gelecektir. Bunu başaramayanlar ise, hayvanlardan da aşağı derekelere düşecek, birçok sıkıntılarla karşılaşacak, dünyada da ahırette de rezil rüsva olacaklardır.

İşte kelime-i tevhid, küfürle iman arasındaki bu ince çizgiyi aşarak İslam sınırları içine girmek ve insanı olgunluğa yükselten rahmet merdiveninin ilk basamağına adımını atmak demektir. O sebepledir ki hem Rabbimiz, hem de O'nun değerli elçileri "Lâilâhe illallah" sözüne pek büyük bir önem vermişlerdir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Benim ve diğer Peygamberlerin dediği en üstün şey, Lâilâhe illallah sözüdür." [Tirmizi]

"Müşriklere karşı Lâilâhe illallah deyinceye kadar savaşmakla emrolundum. Bunu söylediklerinde kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Allah'ın hakkı müstesna." [Buhari, Müslim] buyurdu.

Kudsî hadiste de:

"Lâilâhe illallah, Benim kalemdir. Kaleme giren kişi benim azabımdan emin olur." buyruldu.

Anlamına muttali olarak "Lâilâhe illallah" demekle insan İslam sınırları içine girer ve ebedî bir Cehennem ateşinden kurtulur ise de, bu, olgun bir insan haline gelmek için yeterli değildir. Olgun bir insan olmak için önce şek ve şüphelerden arınmış kâmil ve doğru bir imana, ayrıca ibadet, ihlas ve takvaya ihtiyaç vardır.

Kalbde bulunan iman, zamanla olgunlaşır. Allahü Tealâ buyurdu ki:

"Bedeviler: İnandık dediler, de ki: İnanmadınız ama İslam olduk deyin; inanç henüz gönüllerinize yerleşmedi; eğer Allah'a ve Peygamberine itaat ederseniz, işlediklerinizden bir şey eksilmez; doğrusu Allah, bağışlar, merhamet eder." (Hucurat, 14)

O sebeple Allah yoluna yeni giren kişilerden hemen tam bir mükemmellik beklememelidir. Onlar müslüman olmuşlar, fakat henüz iman tam kalplerine yerleşmemiştir. Onların imanlarını olgunlaştırarak kâmil bir mü'min haline gelmelerine ve iyiliklerini artırmalarına yardımcı olmaya çalışmalıdır.

İman zamanla olgunlaşır. Bu da haramlardan uzak durup ibadet ve taat yaparak nefsi temizlemekle, Allahü Tealâ'yı sürekli hatırlayarak kalbi kötü düşüncelerden arıtmakla sağlanır.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş


-------------------------
[1] GÜMÜŞ, M. Sıddık (Ed.), 1993. Tam İlmihal Seadet-i Ebediye, s.892