041  Olgun insan, meleklerden de üstündür


Değerli okuyucularım,

Rabbine inancında ve teslimiyetinde samimi olarak O'nun yasak ve buyruklarını samimiyetle yerine getiren, doğru ve kâmil bir insan, Rabbinin yeryüzündeki halifesi olup meleklerden de üstündür.

"Ehl-i Sünnet'e göre insanlar içinden seçilen peygamberler, meleklerin peygamberleri durumunda olan büyük meleklerden daha üstündür. ... Meleklerin önde gelenleri, peygamber olmayan bütün insanlardan; takvâ sahibi müminler, şehidler, salih amel işleyenler, dinde dosdoğru hareket edenler, diğer meleklerden; diğer melekler de insanların kâfir, münafık, müşrik, inancı bozuk, amelsiz, ahlâksız olanlarından daha üstündür."[1]

Değerli okuyucularım, tüm insanlık âleminin bütün kemalâtı Rasulullah (s.a.v.) Efendimizde toplanmış, o tüm insanlığın olgunluk örneği olmuştur. Kısaca O, yaratılmışlığın en gelişkin noktasını, hazreti insanı temsil etmektedir. O sebeple Kutsî Hadislerde:

"Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım." [Deylemi]

"Ya Âdem, Muhammed Aleyhisselamın ismiyle her ne isteseydin, kabul ederdim. O olmasaydı, seni yaratmazdım." [Hâkim]

"Ey Rasulüm, İbrahim’i halil, seni de habib edindim. Senden daha sevgili hiçbir şey yaratmadım. Senin, benim indimdeki yüksek derecenin bilinmesi için, dünyayı ve dünya ehlini yarattım. Sen olmasaydın, kâinatı yaratmazdım." [Mevahib-i ledünniyye] buyruldu.

Kuşkusuz bu, Rabbine olan inanç ve teslimiyetinde en doruk noktada olan Rasulullah Efendimizin örnek yaşayışında kendisini her an hissettiren ilahî rahmet nurunun, en iyi şekilde, onun üzerinde tecelli etmesi nedeniyledir.

Bu rahmet nurundan yararlanma, tamamen insanın hür iradesine bırakılmıştır. Rabbine inanan ve teslim olan herkes, kendi inanç ve teslimiyeti oranında, Rabbinin ilahi terbiye sistemine girip O'nun sabır, merhamet, bağışlama, adalet gibi birçok güzel erdemlerinden edinmek suretiyle, bu rahmet nurundan yararlanır. Allahü Tealâ'nın iyi ve salih kullarından olur.

Merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz ise, daima iyi ve salih kullarının yardımcısıdır. O, meleklerinin insanı hayra götüren ilhamlarıyla olduğu gibi, onların dua ve korumalarıyla da iyi kullarına arka çıkar:

"Arşı yüklenen ve çevresinde bulunanlar, Rablerini överek tesbih ederler; O'na inanırlar. Müminler için: 'Rabbimiz! İlmin ve rahmetin herşeyi içine almıştır. Tevbe edip Senin yoluna uyanları bağışla; onları cehennemin azabından koru' diye bağışlanma dilerler." [Mümin, 7]

"Rabbimiz! Müminleri ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi olanları, kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine koy; şüphesiz güçlü olan, Hakim olan ancak Sensin" [Mümin, 8]

"Onları kötülüklerden koru! O gün kötülüklerden kimi korursan, ona şüphesiz rahmet etmiş olursun. Bu büyük kurtuluştur." [Mümin, 9]

Değerli okuyucularım, ancak, meleklerin, Rabbimizin kitab-ı mübinde belirttiği bu güzel dualarından yararlanabilmek için doğru ve kâmil bir iman sahibi salih kullarından olmalıdır. İnkarcılardan olmamalıdır. İnkar edenlere bakın nasıl seslenilmektedir:

"Ama inkar edenlere, 'Allah'ın gazabı, sizin birbirinize olan öfkenizden daha büyüktür; imana çağrıldığınızda inkar ederdiniz' diye seslenilir." [Mümin, 10]

"Onlar: Rabbimiz! Bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de suçlarımızı itiraf ettik, bir daha çıkmağa yol var mıdır? derler." [Mümin, 11]

"Onlara: Yalnız Allah çağrıldığı zaman inkar ederdiniz de, O'na eş koşulunca inanırdınız. Bugün hüküm, yüce Allah'ındır, denir." [Mümin, 12]

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş


----------------
[1] Anonymous, 1998. İlmihal, 1.İman ve İbadetler. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araş.Mrk.