049  İnsan, Kur'anın ahkâmından sorumludur


Değerli okuyucularım,

İnsan kendisine bir öğüt ve rahmet olarak indirilen Kur'an-ı kerimin ahkâmına uymakla yükümlüdür ve O'na uyup uymadığından kendisine hesap sorulacaktır. Ayet-i kerimede:

"Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız." [Züfruf, 44] buyruldu.

Peki nedir bu ahkâm? Tabii, öncelikle, en başta Allahü Tealâ'nın varlığı ve birliği olmak üzere iman esasları. Bu esaslar Kur'anda açık bir şekilde ifade edilmiş ve bunları inkâr edenlerin derin bir sapıklık içinde olduğu belirtilmiştir:

"Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır." [Nisâ, 136]

Kaderle, yani bütün olacak şeylerin önceden yazılarak zamanı geldikçe Allah (c.c.) tarafından yaratıldığı konusu ile ilgili olarak da:

"Her olay ve başınıza gelen bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazmış olmayalım." [Hadid, 22] buyruldu.

İşte insanlar bunlara inanmak, kabul ve onaylamakla yükümlüdürler. İnsanı yüksek edep ve olgunluğa ulaştıracak ilahî eğitim ve insan için bütün hayırlar bu "iman" olgusuyla başladığından bunlara inanmak dinin temeli olup bunları inkâr edenlerin diğer işleri hiç dikkate alınmaz. Ayet-i kerimede:

"Rablerini inkâr edenlerin işleri, fırtınalı bir günde, rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer; yaptıklarından hiçbir şey elde edemezler." [İbrahim, 18] buyruldu.

Diğer yandan insanlar Kur'andaki "yasak"lara uyup uymadıklarından da sorumlu olacaktır. Bunlardan bazıları İsra suresinde ardarda sıralanmıştır. İşte bu örnekler:

"Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman olur, açıkta kalırsın." [İsra, 29]

"Sakın zinaya yaklaşmayın; doğrusu bu çirkindir, kötü bir yoldur." [İsra, 32]

"Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın." [İsra, 33]

"Bir şeyi ölçtüğünüz zaman, ölçüyü tam tutun, doğru teraziyle tartın." [İsra, 35]

"Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların hepsi o şeyden sorumlu olur." [İsra, 36]

"Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin." [İsra, 37]

Ayrıca insanlar Allahü Tealâ'nın Kur'an-ı kerimdeki "buyruk" ve "öğüt"lerine uyup uymadıklarından da sorumlu olacaktır. Sizlere bunlardan da birkaç örnek vermek istiyorum:

"Bana kulluk et; Beni anmak için namaz kıl." [Taha, 14]

"Ey îman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı." [Bakara, 183]

"Namazı kılın, zekatı verin, kendiniz için önden gönderdiğiniz her hayrı Allah katında bulacaksınız." [Bakara, 110]

Değerli okuyucularım, insan için doğru bir yaşama biçiminin kurallarını içeren bu hükümler, insanın ebedî mutluluğunun anahtarı olduğundan, bunlar, değerli kaynaklardan alınarak bu güçsüzün "Ebedî bir Mutluluğun Altın Kuralları" adlı yazısında verilmiş bulunmaktadır.

İyi olmak, Kur'anın ahkâmına uymak ve Kur'anda verilen esaslara göre yaşamaktır. Bu durum ayeti kerimede şu şekilde ifade edilmiştir:

"Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyi olmak demek değildir; Lakin iyi olan, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitap'a, peygamberlere inanan, O'nun sevgisiyle, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve köleler uğrunda mal veren, namaz kılan, zekat veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler, zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir." [Bakara, 177]

Değerli okuyucularım, "iyi" ve "kötü" kavramlarının insan nefsinin isteklerine dayanmayan, en iyi, en açık, en nesnel ve en yansız ölçüleri Kur'an-ı kerimde verilmiştir. İnsanlar bu kurallara uymakla da yükümlü kılınmıştır. Allah'ın tüm zamanları ve mekânları kapsayan bu kurallarında asla değişiklik olmaz. Ayet-i kerimede:

"Bu, senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de uyguladı- ğımız yasadır. Sen bizim yasamızda değişiklik bulamazsın." [İsra, 77] buyruldu.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş