051  Kur'anın her sözü, haktır


Değerli okuyucularım,

Doğru bir iman için suhuflar, Zebur, Tevrat, İncil ve Kur'an'ın Allah (c.c.) tarafından hak olarak göinderilmiş birer ilahî belge olduğuna inanmak gerekir. Daha önceki bazı yazılarımda da belirttiğim gibi, özellikle de, doğruluğu ve korunması bizzat Allahü Tealâ tarafından garanti altına alınmış olan ve Adem aleyhisselamdan bu yana değişik peygamberler tarafından insanlığa tebliğ edilmiş bir dinin en son ve en sağlam kaynağı olan Kur'an-ı kerimin bizzat yaratıcının sözü olduğuna, O'nun önceki kitapları doğrulayıcı olarak geldiğine, orada görünür ve görünmez alemler hakkında verilen her bilginin bir hak ve gerçek olduğuna hiçbir tereddüt ve kuşku duymadan inanmalı, onları kabul ve onaylamalıdır. Ayeti-i kerimelerde:

"Biz bu Kur'an'ı hak olarak indirdik ve O, bütün gerçeği içinde toplayarak indi." [İsra, 105]

"(Kur'an) kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir." [Yusuf, 111] buyruldu.

Değerli okuyucularım, Kur'an-ı kerimde bizzat Allahü Tealâ hazretlerinin kendi öz nitelikleri ile bilgiler vardır. Allahü Tealâ'yı ve O'nun hayra götüren ahkâmını insanlığa anlatmak için gönderilen peygamberlerin gösterdikleri çabalarla ilgili bilgiler vardır. İnsanlık için hayır ve iyiliğin neler olduğunu bildiren, insanî davranışlara ilişkin en sağlam ölçüleri gösteren bilgiler vardır. Görünmeyen canlılar, melekler, ruhlar alemi, kıyamet ve ahıret halleri... gibi konularla ile ilgili çeşitli bilgiler vardır.

Bunları akılla değerlendirmeye kalkmamalıdır. Zaman zaman belirttiğim gibi akıl, görünür bir ilahî düzen olan madde âlemi üzerinde ve bu âlemden gelen verilerle çalışan bir mekanizmadır. Kıyaslamalarını bu âlemin ölçülerine vurarak yapar. Halbuki Cenab-ı Hakkın yarattığı görünmeyen âlemler tamamen farklı ölçüt ve değerlere sahiptir. Oradaki nesneler ve olaylar madde âleminden farklıdır. Tamamen farklı yasalara tabidir. Biz insanlar için bunlar şimdilik dünya gözüyle yalnız anlamsal bir değer taşıdığından buna manevî alem diyoruz. Allahü Tealâ, oradaki olayları kısmen de olsa kavrayabilmemiz için rüya ve tasavvurlardan ibaret misal âlemini bize örnek olarak bahşetmiştir. Bununla birlikte ahıret âleminin gerçekleri, insanın hayal ve tasavvurlarından tamamen farklıdır. Onları insanın dünya bakış açısı ile tam olarak anlaması, kavraması mümkün değildir. İnsan, düş ve hayallerine göre hangi konumda ise, ahıret alemi de insan ve madde âlemine göre öyle bir konumdadır. Dünya hayatı, uykudaki bir kimsenin süreğen rüyası gibidir. O sebeple Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar" [Sefer-i Ahiret] buyurdu.

İşte o nedenle Kur'an-ı kerimdeki her sözü hak (gerçek ve doğru) olarak bilmeli, öylece inanmalı, kabul ve tasdik etmelidir. Yorum gerektiren müteşabih ayetleri de Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz nasıl yorumladı ve ehl-i sünnet alimleri bu yorumları nasıl açıkladı ise öylece benimsemelidir.

Değerli okuyucularım, bazı densizler, internette, insanların dinî davranışlarındaki çelişkileri ileri sürerek Allahü Tealâ'nın ağzından sanki bunları kınıyor gibi görünen fakat gerçekte Rabbülâlemini çelişkili davranışlar içinde aciz bir varlık gibi göstermeye çalışan iletiler dolaştırıyorlar. İnsan, Allahü Tealâ'nın kurallarına göre yaşayarak her şeye O'nun nuru ile bakmayı öğrendiği zaman Yaratan'ın hiçbir işinde çelişkili ve tutarsız olmadığını ve aksine O'nun kurallarının tüm zamanları kapsayan evrensel doğrular olduğunu anlar. Geçen yazılarımda da belirttiğim gibi, ayet-i kerimelerde:

"O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir." [Meryem, 65]

"Bu, senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimize de uyguladığımız yasadır. Sen bizim yasamızda değişiklik bulamazsın." [İsra, 77]

"Eğer Kur’an, Allah’tan başkasından gelmiş olsaydı, içinde pek çok tutarsızlık bulunurdu. Bunu düşünemiyor musunuz?" [Nisa 82] buyruldu.

Hiç, yarattığı herşeyin tüm bilgisine sahip olan sonsuz ilim sahibi bir yaratıcının tüm zamanları kapsayan işlerinde ve sözlerinde tutarsızlık olur mu?

Değerli okuyucularım, Kur'an hak sözdür. Allah (c.c.) ve O'nun sevgili elçileri yalan söz söylemezler. Rasulullah Efendimizin, şaka olarak söylediği sözlerde bile yalana asla yer vermediğini herkes bilir. O sebeple Kur'andan ve içindeki sözlerin doğruluğundan en küçük bir kuşku duymamalıdır. Oradaki her bilgiyi hak olarak kabul etmeli, Rabbülalemine tam bir sadakatle güvenmelidir. İmandaki, ihlâs budur.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş