057  Rasulullah'a uymak herkese farzdır


Değerli okuyucularım,

Peygamberlerin hepsinin Allahü Tealâ tarafından gönderildiğine ve onların Allahü Tealâ tarafından bizlere bildirdikleri bütün bilgilerin hak (doğru ve gerçek) olduğuna inanmak herkes üzerine farzdır. Ayet-i kerimede:

"Peygamber ve inananlar, ona Rabb'inden indirilene inandı. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandı." [[Bakara, 285] buyruldu.

Peygamberler, ilahî rahmetin tecelli kaynaklarıdır. Bu rahmetten yeryüzündeki hiçbir topluluk mahrum bırakılmamıştır:

"Allah'a andolsun ki senden önceki milletlere de elçiler gönderdik;" [Nahl, 63]

"Hiçbir ümmet de yoktur ki, içlerinden bir uyarıcı geçmiş olmasın." [Fatır, 24]

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz, peygamberlerin sonuncusudur.

"Muhammed içinizden herhangi bir adamın babası değil, Allah'ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir." [Ahzab, 40]

Ancak ilahî rahmet onunla son bulmamıştır. Onun varisleri olan evliyaullah ile devam ediyor ve kıyamete kadar da sürecektir. Bu rahmet, Rasulullahın varisleri olan âlim ve evliya ile Allah'ın salih kullarına, onlar aracılığıyle de tüm insanlara ulaşmaktadır. Rabbül alemin, bu rahmetinin daha hızlı yayılması ve daha çok insana ulaşması için son yıllarda akıl, bilgi ve beceri sahibi kulları eliyle, telefon, telgraf, televizyon, bilgisayar, internet, cep telefonu, gazete ve dergiler, haber portalları ve diğer akıllı medya unsurları gibi yüzlerce araç yaratmıştır. Ve Kur'an ayetleri, Hadisler, Dualar, Dini sohbetler bu yollarla en ücra köşelere kadar ulaşmaktadır. Herkes peygamberlerin getirdiği ilahî hükümlerden, güzel ahlâktan, yaptıkları ve yapacakları işlerinin Allah (c.c.) yanındaki ödül ve cezalarından haberdar olmaktadır.

Böylece artık hiç kimsenin "Bana herhangi bir uyarıcı gelmedi. Haberim yoktu." gibi bir bahanesi kalmamıştır.

"Peygamberleri müjdeciler ve azab habercileri olarak gönderdik ki, peygamberlerden sonra insanların Allah'a karşı bir bahaneleri olmasın." [Nisa, 165]

İnsanların artık yan çizmek, din-i mübini görmemezlikten gelmek gibi bir mazeretleri yoktur.

Değerli okuyucularım, hadisler, Kur'anı açıklayan, Rasulullah'a ait söz ve davranışlardır. Kur'an-ı kerimde kapalı kalan kısımlar, Rasululllah tarafından açıklanmış; onun söz ve davranışlarında kapalı kalıp tam anlaşılamayan kısımlar da Sahabe-i kiramın ortak uygulamaları ve bilginlerimizin içtihatlarıyla açıklığa kavuşmuştur. Bunlar bir bütün olarak "İslam"ı oluşturur. Zamanımızda "Kur'an bize yeter, başka bir şeye gerek yok" diyenler çıkıyor. Bu tür, "Biz Kur'andan başka kaynak tanımayız" diyenler, gerçekte, Hakkı örten, Kur'anı kendilerince yorumlayarak nefislerinin arzu ve heveslerince yaşamak isteyen kişilerdir. Nefsine uyanlar, sıkıntılardan kurtulamaz.

Allahü Tealâ, kendisi ile peygamberlerini ayırıp küfürle iman arasında bir yol tutmak isteyenleri bakın nasıl uyarıyor:

"Onlar ki Allah'ı ve elçilerini inkâr ederler, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isterler, 'Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz!' derler; bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler. İşte onlar gerçek kâfirlerdir." [Nisa, 150-151]

"Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara (Allah) pek yakında mükafatlarını verecektir." [Nisa, 152]

Peygamberlerin ve onların bize Allahü Tealâ'dan ulaştırdıkları her bilginin doğru ve gerçek olduğuna inandıktan sonra onlara tabi olmak da herkes üzerine farzdır. Çünkü peygamberler, vahiyle hareket eden, doğru sözlü, sözü özüne uygun olan ve Allahü Tealâ'dan bizlere bildirdikleri her ahkâmı bizzat yaşayan ve yaşatan kişilerdir. Onlar Allahü Tealâ'nın bizlere öğretmek istediği "doğru yaşama biçimi"ni bizzat kendileri yaşayan, kendi zamanlarındaki en iyi insan örnekleridir. O sebeple onlara ve onların son temsilcisi olarak Rasulullah Efendimize inanmak, onu sevmek, ona tabi olmak, onu örnek almak, onun gibi yaşamak herkes üzerine farzdır. Ayet-i kerimelerde:

"Ona uyun ki, doğru yolu bulasınız." [Araf, 158]

"Rasule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur." [Nisa, 80]

"Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının" (Haşr, 7)

"De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın." [Âl-i İmran, 31] buyruldu.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş