061  Ölüm, mümin için bir armağandır


Değerli okuyucularım,

Ölüm her canlının başına gelecek kesin bir olgudur. Ondan kaçmak mümkün değildir. Şu halde ondan gafil olmamak gerekir. Ölüm, insan için ahıret hayatının başlangıcıdır. Ahıret hayatı, ilahî adaletin tecelli edeceği, yeni bir ilahî düzendir. Allahü Tealâ, elçisi Rasulullullah (s.a.v.) Efendimize vahyettiği kutsal kitabı aracılığıyla, kuracağı bu yeni düzen içinde herkesi dünya hayatından sorguya çekeceğini bildirmekte ve bizleri uyarmaktadır:

"Rabbin O'dur ki, onları kıyamet gününde hesaba çekmek için toplayacaktır." [Hicr, 25]

"Biz, mutlaka onların hepsini yaptıklarından dolayı hesaba çekeceğiz." [Hicr, 93]

“Hesap görme zamanı yaklaşmasına rağmen, insanlar gaflet içinde, bundan yüz çeviriyorlar.” [Enbiya, 1]

O sebeple kalbinde Allah'a ve ahıret gününe zerre kadar iman olan hiç kimse gaflette olmamalıdır. Kalbini geçici olan dünya hayatına bağlayıp ebedî olan ahıret hayatını mahvetmemelidir. Hadis-i şerifte:

"Dünyayı seven ahiretine, ahireti seven dünyasına zarar verir. Devamlı olanı geçici olana tercih edin!" [Beyheki] buyruldu.

İnsanın başına gelen dünya ve ahıret sıkıntılarının en önemli sebebi, nefsî arzulardır. Nefsine değil, bizleri her iki alemde de hayır ve iyiliklere götürecek olan ilahî ahkâma tabi olmaya çalışmalıdır.

"Akıllı, nefsine uymaz, ibadet eder. Ahmak ise nefsine uyar, sonra da Allah’ın rahmetini bekler." [Tirmizi]

Nefsin (benliğin) arzularından kurtulmak öyle kolay bir şey değildir. Bu, ancak, dünya sevgisini kalbden çıkarıp Allah sevgisini oraya yerleştirmekle sağlanır. Bunun yöntemi de, riyazet (haramlardan uzak durmak), mücahede (ibadet ve taatte bulunmak) ve zikir (Allah'ı çok anmak)'dir.

Ölümü kötü görüp ondan nefret etmemelidir. İçimizde böyle bir his varsa bilmeliyiz ki böyle bir nefretin sebebi, insanın dünya hayatına olan kalbî bağlılığı, yani dünya sevgisidir. Allah'a kavuşmayı istemelidir. Hadis-i şerifte:

“Kim Allah’a kavuşmak istemezse, Allah da ona kavuşmak istemez” [Buhari, Müslim, Tirmizi] buyruldu.

İnsan dünya sevgisini kalbinden çıkarıp en büyük dostu (Mevlâsı) olan Rabbinin sevgisini oraya yerleştirince bu nefret kendiliğinden kaybolur. Aksine ölümü, sevdiğine kavuşturan bir köprü olarak görmeye başlar.

"Ölüm, mümine en kıymetli hediyedir." [Taberani]

"Ölüm dostu dosta, sevgiliyi sevgiliye kavuşturan bir köprüdür"

Değerli okuyucularım, insan hayatını düzgün (Allah'ın rızasına uygun bir biçimde) yaşamaya çalışmalıdır. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz" buyurdu.

Ne var ki hiçbirimiz için bu kolay birşey değildir. Bizler nefis taşıyan aciz kullarız. Günahlardan tamamen uzak dört dörtlük bir hayat yaşayamayız. O sebeple Rabbimize karşı daima mahcup durumda oluruz. Ancak bu durum bizleri ümitsizliği sevketmemelidir. Ayet-i kerimede:

"Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin; doğrusu kafirlerden başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez." [Yusuf, 87] buyruldu.

Günahı ne kadar çok olursa olsun, insan Rabbinin rahmetinden asla ümidini kesmemelidir. Hatta adam öldürse, zina etse, Allah'a şirk koşsa ve söz ve davranışlarıyla küfre düşmüş olsa bile... Sahabe-i kiram efendilerimizin birçoğu birer müşrik iken tevbe edip Allah'a ve Rasulüne bağlılıklarını beyan ile dünyanın en iyi insanları oldular. Ayet-i kerimede:

"De ki: Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." [Zümer, 53] buyruldu. Hadis-i şerifte de:

"Ömründe bir defa Allah’ı anan veya O'ndan korkan Müslüman, Cehennemden çıkar." [Tirmizi] buyruldu.

O sebeple kalbinde zerre kadar iman olan bir insan, asla ve asla Rabbinin rahmetinden ümidini kesmemelidir. Rahmet-i ilahîden ancak kafirler ümitlerini keserler. Bununla birlikte günahlarını da küçük görmemeli, tevbe etmeli, tevbeyi geçiktirmemeli, kelime-i şehadet ile imanını tazelemeli ve iman ile ölmeye çalışmalıdır. Hadis-i şeriflerde:

"Müslüman olarak öl, gerisine karışma!" [Deylemi]

"Mümin öleceği vakit, rahmet meleklerini görür, can verme acısını duymaz. Ruhu tereyağından kıl çeker gibi, kolay çıkar, nimetlere kavuşur." [Bezzar] buyruldu.

Allah (c.c.) hepimize iman ile ölmek nasip eylesin.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş