071  İmansız ölmemek için -7-


Değerli okuyucularım,

İmansız ölmemek için yapılması gereken şeylerden biri de "büyük günahlardan" uzak durmaktır.

Her günahtan uzak durmaya çalışmalıdır. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Ufacık bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir." [R. Nasıhin] buyurdu.

Ayet-i kerimelerde de:

"Günahın açığını da gizlisini de bırakın. Günah kazananlar, kazandıklarına karşılık şüphesiz ceza göreceklerdir." [En'am, 120]

"Allah, günahta ve inkârda direnen hiç kimseyi sevmez." [Bakara, 276]

buyruldu.

Değerli okuyucularım, nefis taşıyan biz aciz kullar için her günahtan uzak olabilmek elbette kolay birşey değildir. Burada önemli olan, kişinin, Rabbine olan sadakatinde samimi olması, kendi davranışlarını denetim altında tutması, herhangi bir günah işlediği zaman tevbe edip Rabbinden af ve mağfiret dileyerek tekrar Rabbine dönmesidir. İslam, kişinin Yaratan'ına inanıp güvenmesi ve O'na teslim olmasıdır. İman ve teslimiyet tam olursa, Allahü Tealâ, kişinin, küçük günahlarını çeşitli vesile ve bahanelerle bağışlar. Hiç kimseye taşıyamıyacağı yük yüklenmez. Küçük günahlardan kaçınılamasa bile hiç değilse büyük günahlardan uzak durmaya çalışmalıdır. Ayet-i kerimelerde müminlerin nitelikleri anlatılırken:

"Onlar büyük günâhlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar; kızdıkları zaman da, bağışlarlar." [Şura, 37]

"Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz." [Nisa, 31] buyruldu.

Pek değerli okuyucularım, ibadetler, Allahü Tealâ'yı ve O'nun bizlere bahşettiği nimetleri anmaya vesile olarak bizleri Rabbimize yaklaştırdığı gibi, haramların işlenmesi, dinin yasak ettiği işlerin yapılması, yani günahlar da bizleri Rabbimizden uzaklaştırır. Her günah, imanımız için bir zehirdir. Bunun panzehiri de tevbedir. Rasulullah Efendimiz:

"Günah işleyince kalbde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe edilirse o leke silinir. Günahlara devam edilirse, o leke büyür ve kalbinin tamamını kaplar." [Nesai] buyurdu.

Kalbin kararması, zamanla kalbin ölmesine, yani kişinin imanını yitirmesine sebep olur.

Tekrarlanan her davranış, zamanla "alışkanlık" haline gelir. Bu tekrarlar sürerse, alışkanlıklar, vazgeçilemeyen "tutku"lar biçimine dönüşür. Büyük günah olan davranışların böyle alışkanlıklar haline gelmesi, bir kişi için felakettir. Böyle bir kişi, iman sahibi olsa bile, kalbi, küfür ehlinin kalbi gibi sürekli huzursuzdur.

İçki, sigara gibi doğrudan enerji metabolizmasını etkileyen alışkanlıklarda ise fizyolojik bir bağımlılık oluştuğundan bunların terki daha zordur. Çünkü ortaya çıkan enerji açığı sebebiyle, bunların terki halinde, kişi, saatler içinde "bunalım"a girer. Kişi, bu bunalımlı zamanlarda, enerji metabolizmasını takviye edecek Glukoz, Proteinler, B ve C vitaminleri, P, sitrik ve malik asit yönünden zengin unlu ürünler, bal, yumurta, mercimek çorbası, kuru fasulye, elma, portakal gibi besinlerle beslenir ve bunu birkaç gün sürdürürse, profesyonel yardım almadan da kolaylıkla bu alışkanlıkları bırakabilir. Bağımlıların çoğu, bu birkaç günlük sıkıntıyı göze alamadıkları için bırakamamaktadırlar. Üstelik hayatlarını mahvetmek pahasına... Gerçekte bütün mesele, bu alışkanlıkları terketmeyi kalben samimiyetle istemektir.

Değerli okuyucularım, büyük günahlar, "Ebedi mutluluğun altın kuralları" adlı makalemde verilmiştir. Kişi, büyük günah işlemekle dinden çıkmaz. Dinden çıkmak, imanını yitirmek, küfre düşmek demektir. Rasulullah Efendimiz:

"Lailahe illallah diyene, işlediği günahlardan dolayı kâfir demeyiniz! Buna kâfir diyenin kendisi kâfir olur." [Buhari]

"Büyük günah işleyen her mümine şefaat edeceğim." [Nesai, Tirmizi] buyurdu.

Fakat büyük günah işleyenin imanı çok zayıflar. Tevbe etmezse, büyük günah işleyen kişide, imanın nuru olan Allah sevgisi ve korkusu yok olur gider. Hele ibadetlerden de uzak ise, zamanla, dinî değerleri önemsemez ve Rabbini tanımaz olur. Bu da insanı küfre götürür. O sebeple kişi, büyük bir günah işlediyse, hemen tevbe etmelidir. Eğer nefsi ile başedemiyorsa en azından ibadetlerini terk etmemelidir. Böylece hiç değilse ibadetlerinin sevabı, yaptığı kötü işin günahını karşılamış olur. Rasulullah Efendimiz:

"Bir günah işlediğin zaman hemen arkasından bir iyilik yap, bir sevap işle ki o günahı mahvetsin!" [Beyheki] buyurdu.

Böylece o kişi, yaptığı ibadet ve iyiliklerin bereketiyle, zamanla, o günahlardan kurtulur. Bunun birçok örneği vardır. İnsan, günah içinde, nedamet duymaksızın ölüme gitmemelidir.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş