075  Mü'minin ölümü


Değerli okuyucularım,

Bir süredir bütün işlerimi bir tarafa bıraktım, sizlere, tüm dünyayı kontrol altına almaya çalışan bir Toplum Mühendisliği Hareketini anlatmaya çalışıyorum. Tek elden tasarlanıp yürütülen bu eylem, dünyanın gelip geçmiş en büyük projesidir. Yüzyıllardır kesintisiz devam etmektedir. Önemli olduğu için tekrar vurguluyorum: Bu hareketin mahiyetini, amaçlarını, kullandığı araç ve yöntemleri anlamadan ne ülkemizde, ne de dünyada olup biten hiçbir olguyu doğru şekilde anlamak ve yorumlamak mümkün değildir. Bu proje ile milletimiz dininden imanından uzaklaştırılmış, hayatımızın ve mallarımızın bereketi yok edilmiş, insanlarımız birbirinden kopuk, birbirine düşman, nefislerinin esiri robotlar hale getirilmiştir. Şimdi de İslam alemi ile Hıristiyan alemi birbiriyle kapıştırılıp aradan pay çıkarılmaya çalışılıyor. Tüm insanlığı tehdit eden bu köleleştirme hareketine karşı hiç kimse ilgisiz kalmamalıdır.

Lütfen arkadaşlarımız "Bereketsiz yüzyıllar" adlı yazı dizimizi, geçmişte olup bitenleri hatırlamaya çalışarak, 6.bölümden itibaren tekrar okusunlar. Bazıları anlattıklarımı çok afaki, çok abartılı bulabilirler. Eğer ibret nazarı ile bakabilirlerse, sonraki yıllarda gelişen olaylar, bu kardeşlerimize, bunların bir kuruntu olmadığını gösterecek, onları ikna etmeye yetecektir.

Bu bir iman sınavıdır. Elbette nifak ehli, Cenab-ı Hakk'ın düzenini bozmaya çalışacak, bizler de O'nun hayra götüren, insanı aziz kılan hak ve hakikat yolunu anlatmaya çalışacağız. Gerçekleri daha iyi görebilmek için, herbirimiz hak ile batılı ayırt edecek bir basirete sahip olmak zorundayız. Bu da ancak kâmil bir imanla olur.

Değerli okuyucularım, "Bereketsiz Yüzyıllar" adlı yazı dizisine başlamadan önce sizlere iman gerçeklerinden söz ediyor ve bir insan için en önemli şeyin iman ile gitmek olduğunu, bunun için neler yapılması gerektiğini anlatıyordum. Son yazılarımda, Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin bildirilerine dayanarak, her zaman abdestli bulunmanın, namazları cemaatle kılmanın, sabır, şükür ve kazaya rızanın çok önemli iman belirtileri olduğunu söylemiştim. Gerçekte Rasulullah Efendimizin iman ile ilişkilendirdiği her şey, iman ile öbür aleme göçmek için önemlidir. Bunlardan bazıları şöyledir:

"Vallahi, Ehl-i beytimi sevmeyenin kalbine iman girmez." [İ. Ahmed]

"En üstün amel, imandır. En üstün iman, Allah’ı hep yanında bilmektir." [Taberani]

"Sizin imanca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır." [Hakim]

"Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur." [Taberani]

"Merhametli olmayanın imanı olmaz." [Taberani]

"Temizlik imanın yarısıdır." [Feyzü'l-kadir]

"Haya imandandır." [Buhari]

"Namus gayreti imandandır." [Deylemi]

"Vatan sevgisi imandandır." [İmam-ı Rabbani]

"İçki ile iman, bir arada bulunmaz, biri, diğerini uzaklaştırır." [Beyheki]

Değerli okuyucularım, görülüyor ki ehl-i beyt sevgisi, temizlik, güzel ahlâk, emanete riayet, merhamet, haya, namus gayreti, vatan sevgisi gibi şeyler iman tezahürleri olup bu hususlarda tavizkâr olmamalıdır. Allah'ı her an yanında bilmeli, içki, kumar gibi şeylerden, boş ve gereksiz işlerden uzak durmaya çalışmalıdır. Rasulullah Efendimiz güzel ahlâkın, gelmeyene gitmek, vermeyene vermek, zulmedeni affetmek olduğunu bildirdi.

Değerli okuyucularım, kişi kendi imanı konusunda şek ve şüphe içinde olmamalıdır. Kalbe gelen bu tür vesveseler insanın imanlı olduğunun en açık göstergesidir. Kâfirin kalbine Allah'ı hatırlamak gelmez ki bu tür vesveseler gelsin...

"Sahabe-i Kiram’dan bazıları Hz. Peygamber s.a.v.’e:

- Ya Rasulallah, bazılarımız içinden öyle sesler işitiyor ki, onu (bilerek) söylemektense kömür kesilinceye kadar yanmayı veya gökten yere atılmayı tercih eder. Bu vesveseler bize zarar verir mi? diye sordular. Hz. Peygamber s.a.v.:

- Bu gerçek imandır, buyurdu." [Müslim, Ebu Davud]

Değerli okuyucularım, günahlarının çokluğuna bakarak ölümden korkmamalıdır. Hemen "tevbe" edip Rabbinin rahmetine rücu etmeli, sevaplarını artırmaya çalışmalıdır. Ölüm müminler için bir hediyedir. Ölüm hastalığının sıkıntıları ve ölüm anının acıları ise müminin günahlarına kefarettir. Ayrıca Rasulullah Efendimiz müminlerin ölüm acısı duymayacağını da bildirdi.

"Ölüm mümin için bir hediye ve bir kefarettir"

"Mümin öleceği vakit, rahmet meleklerini görür, can verme acısını duymaz. Ruhu tereyağından kıl çeker gibi, kolay çıkar, nimetlere kavuşur." [Bezzar]

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş