081  Ahıret hayatı (2)


Değerli okuyucularım,

Asıl ahıret hayatı, "kıyamet" ile başlayıp Allahü Tealâ'nın dilediği kadar devam edecek bir hayattır. Birçok ayet-i kerimede kâfirlerin cehennemde, müminlerin de cennette ebedî olarak kalacaklarının bildirilmesi, bu sürenin sonsuza kadar devam edeceğini göstermektedir. O sebeple insanlar, yüz yıl da yaşasa, bin yıl da yaşasa, hatta yüzbin yıl da yaşasa sonu ölüm olan, sonsuza kadar devam edecek bir ahıret hayatı yanında daima bir hiç mertebesinde kalan bu dünya hayatının geçici zevklerine aldanıp ebedî olan ahıret hayatını mahvetmemelidir. Allahü Tealâ yalan söylemez. O, verdiği sözden dönmez. Dilediğini yapar. O'nu engelleyebilecek hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Canlı, cansız her şeye güç, kuvvet ve enerjisini veren O'dur. O'nun iradesi dışında bir yaprak bile yerinde oynayamaz. Rabbini tanımamak, insan için ne büyük gaflettir? Bilerek veya bilmeyerek yaptığımız edepsizlikleri anında cezalandırmaması, rahmeti sebebiyledir. Bu, bizi cesaretdirip taşkınlığımızı artırmamalıdır.

Kıyam, ayakta durmak demektir. "Kıyamet", terim olarak, birinci sûrun üflenmesiyle Allahü Tealâ'nın diledikleri dışında tüm canlı hayatın yok olması ve sonra ikinci sûrun üflenmesiyle hesap ve ebedî hayat için tüm mahlûkatın yeniden hayat bulup dirilmesi, ayağa kalkması anlamındadır.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"İnsanda bir kemik hariç hepsi çürür. Bu çürümeyen, acbu'zzeneb denen kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet günü yeniden yaratılış bundan terkib edilecektir." [Buharî, Müslim]

buyurdu.

Allahü Tealâ, yeniden yaratılıştan kuşkusu olanlar için, Kur'an-ı kerimde:

"İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki hemen apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da, 'Çürümüş kemikleri kim yaratacak' diyerek, Bize misal vermeye kalkar? De ki: 'Onları ilk defa yaratan diriltecektir. O, her türlü yaratmayı bilendir.'" [Yasin, 77-79]

"Gökleri, yeri yaratan ve onları yaratmaktan yorulmayan Allah'ın, ölüleri diriltmeye de kadir olduğunu görmezler mi? Evet; O her şeye Kadir'dir." [Ahkaf, 33]

"Gökleri ve yeri yaratan, kendilerinin benzerini yaratmaya kadir olmaz mı?" [Yasin, 81]

"Bu O'nun için daha kolaydır." [Rum, 27]

buyurmaktadır.

Gerçekle ilgili kesin bir bilgileri olmadığı halde, kıyamet hakkında konuşan kâfirler için de:

"Hem müşrikler dediler ki: 'Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen zaman yokluğa sürükler.' Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece böyle zannederler." [Casiye, 24]

buyruldu.

Değerli okuyucularım, içinde bulunduğumuz ilahî düzenin bozulup yeni kurallarla, yeni bir formatta, tamamen yeni bir düzenin kurulması konusunda en küçük bir kuşku duymamalıdır. Çünkü bu, şu anda içinde bulunduğumuz düzeni yaratan, onu çekip çeviren, ve her an bu düzen içinde akıp giden katrilyonlarca olayı hiç birbirine karıştırmadan bir bütünlük içinde ve hepsi birbiriyle bağlantılı ve organize biçimde aynı anda gerçekleştiren Allahü Tealâ için, elbette çok kolay bir şeydir. O'nun ilmini, gücünü, kudretini; yarattığı biz aciz kulların sahip olduklarıyla kıyaslamamalıdır. İnsanın sahip olduğu her yetenek, Allahü Tealâ tarafından yaratılmış, maddî mekanizmalara dayanan, geçici, göreceli ve temsilî bir niteliktedir. Öyle olduğu halde insan, Allahü Tealâ'nın kendisini ulaştırdığı son gelişim noktasında, edindiği kalıtım bilgileriyle bugün türleri klonluyor. Küçücük bir vücut parçasından DNA tespitleri yapıyor. Hatta nükleoproteinlerin molekül dizilişleriyle oynuyor; gen çıkarıp gen ekleyerek yeni yeni özellikler taşıyan yeni ırklar geliştiriyor. Aciz bir kulun bile bunları başardığı bir yerde, her şeyin yaratıcısı, biçimlendiricisi, düzenleyicisi olan Allahü Tealâ, hiç yeni bir yaratmadan aciz olur mu? Allah (c.c.), elbette aciz değildir!...

Kıyametin ne zaman olacağını yalnız Allah (c.c.) bilmektedir.

"Senden kıyametin ne zaman gelip çatacağını sorarlar. Sen onu nereden bileceksin ki?" [Naziat 42-43]

"İnsanlar senden kıyametin zamanını soruyorlar. Onlara de ki: Onun bilgisi ancak Allah katındadır." [Ahzab, 63]

Hadis-i şeriflerde:

"Yeryüzünde Allah diyen Müslüman kaldığı sürece kıyamet kopmaz." [Müslim, Tirmizi]

"Kıyamet kopmadan yüz yıl öncesinde yeryüzünde Allah’a ibadet eden kalmaz." [Hâkim]

"Küfür, her tarafı kaplamadıkça ve açıktan yapılmadıkça Mehdi gelmez." [M. Rabbani]

"Kötüler dünyaya hakim olmadıkça kıyamet kopmaz." [Tirmizi]

buyruldu.

Değerli okuyucularım, bu hadis-i şeriflerden de anlaşıldığı gibi, yeryüzünde Allah'ı anan, Ulu Allah'ın şanını yücelten kişiler bulunup ahkâm-i ilahî yaşandığı müddetçe kıyamet kopmayacaktır. Kıyamet, ancak, ibadet eden kalmayıp her tarafı kötülük kapladıktan sonra, kâfir ve zalim insanlar üzerine kopacaktır.

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş