084  İlk durak


Değerli okuyucularım,

Her insan için Ahıret Hayatı, o kişinin ölümü ile başlar. "Ahıret hayatı", kabir hayatı (berzah), birinci sûrun üflenmesiyle Allahü Tealâ'nın diledikleri dışında tüm canlı alemin yok olması (kıyamet), ikinci sûrun üflenmesiyle yeniden diriliş (ba's), hesap için huzuru ilahîde toplanma (haşr), herkese dünyada iken tüm yaptıkları ve söylediklerinin kaydının tutulduğu kayıt defterlerinin dağıtılması, hesapların görülmesi (hesap), Allah indindeki değerli kulların (peygamberler, evliya, veliler, şehidler, salihlerin) kusurlu müminlerin bağışlanması için yakarışı (şefaat) ve herkesin yaptıklarının karşılığını görmesi için cennet veya cehenneme gönderilmesi (sırat, cennet veya cehennem), kusurlu mümminlerin cezalarını çektikten sonra tekrar cennete sevki ve sonsuza kadar sürecek ebedî bir hayat gibi çeşitli aşamalardan oluşmaktadır.

Bu konudaki bilgileri, Rabbim izin verirse, Kur'an-ı kerim'in ve Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin bildirimlerine dayanarak sizlere aktarmaya çalışacağım.

Değerli kardeşlerim, bu bildirimlere kulak verelim. Bunları, küçük dünya menfaatleri için bir sürü yalan uydurmakta sakınca görmeyen biz zayıf insanların sözleri gibi algılamayalım. Peygamber efendilerimiz, hayatlarında yalan söylememişlerdir. Doğru sözlü olmak (sıdk), peygamberliğin temel niteliklerinden biridir. Onlar en küçük bir hatalarında bile, bizzat elçisi oldukları Allahü Tealâ tarafından uyarılmışlardır. Allahü Tealâ, onların şahsında, bir insanın yaşayabileceği günahlar dışındaki her hayatı yaşatmış ve onları bize rehber kılmıştır. Peygamberlerin hayatı, insanların ebedî mutluluk ve huzurunu sağlayacak örnek ve temsilî bir hayattır. Onların bizlere bildirdiklerine inanarak onlara tabi olmak, bizler için kurtuluş kapısıdır. O sebeple onların hiçbir beyanlarını hafife almayalım. Küresel medyanın, insanı sürekli nefsinin hevasına sürükleyen, 'ye, iç, gez, eğlen, çal, oyna, gününü gün et' telkinlerine kapılıp Rabbimizi ve ahıret hayatını bir an bile unutmayalım. İnsan bin yıl da yaşasa sonu ölümdür ve sonunda Rabbine kavuşur. Yaşadığı hayatın, yaptığı her davranışın ve ağzından çıkan her sözün hesabını verir.

Ahıret hayatının ilk durağı kabirdir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Kabir, ahiret menzillerinin ilkidir. Buradan kurtulana, sonrakiler daha kolaydır. Burada kurtulamayana, ilerdekiler daha zordur." [Tirmizi, İbni Mace] buyurdu.

İnsan ölüp kabre konulunca Münker ve Nekir adlı iki meleğin gelerek kişiye Rabbini, dinini ve peygamberini soracakları, Mü'min kişinin bu sorulara doğru cevaplar vereceği, ama kâfirin veremeyeceği bildirildi. Hadis-i şerifte:

"Münker - Nekir melekleri, sual cevaptan sonra mümin ölüye, 'Cehennemdeki yerine bak, Allahü teâlâ değiştirip sana Cennetteki yeri ihsan eyledi' derler. Ölü bakıp ikisini de görür." [Buhari] buyruldu.

Rasulullah (s.a.v.)'in sözlerinden anlaşıldığına göre, kabir; kıyamet ve hesaptan sonra ortaya çıkacak durumun bir ön uygulaması olup ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur. Hadis-i şeriflerde:

"Kabir ya Cennet bahçesi veya Cehennem çukurudur" [Tirmizi]

"Müslümanın kabri, Cennet bahçesidir." [Tirmizi]

"Mümin kabrinde yemyeşil bir bahçe içindedir. Ayın ondördü gibi aydınlatılır. 'Feinne lehü me'îşeten danken' âyeti, kâfirlerin kabirde görecekleri azabı bildirir. 99 tinnin kâfirleri kıyamete kadar kabrinde sokup azap eder." [Tirmizi] buyruldu.

Kabir azabı, inanılması gereken hususlardandır. Beydavi'nin tefsirinde:

"Onları iki defa azaba uğratırız." [Tevbe, 101] âyet-i kerimesinde bildirilen iki azabdan birinin kabir azabı olduğu bildirilmiştir. Hadis-i şeriflerde de:

"Kabir azabı haktır." [Buhari]

"Kabir azabının çoğu, üzerine idrar sıçratmaktan olacaktır." [İ.Mace, Nesai]

"Dün gece rüyamda, bir kimseyi kabir sıkarken gördüm. Namazı gelip onu kabir azabından kurtardı." [Hâkim]

"Gizleyebilseydiniz, kabir azabını işitmeniz için Allah’a dua ederdim." [Müslim, İ. Ahmed, Nesai]

"Kabir azabından Allah’a sığınınız." [Müslim, İ.Ahmed]

buyruldu.

Ancak bazı mü'minlerin sorgusuz doğruca cennete gidecekleri bildirilmiştir:

"Sabırlı ve ihlâslı olanlar, hesaba çekilmeden Cennete girer." [Taberani]

"Allahü Teâlâ buyuruyor ki: Kulumla ahdim vardır. Namazlarını vaktinde, eksiksiz kılarsa, ona azap etmem ve onu hesapsız Cennete koyarım." [Hakim]

"Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mümin, hesaba çekilmeden Cennete girer." [İ.Hibban]

"Kıyamet günü insanlar hesaba çekilirken, bir münadi üç defa 'Allah’tan alacağı olanlar, kalksın ve Cennete girsin' diye seslenir. Bunu duyanlar, 'Allah’tan alacaklı olanlar kimler ki?' derler. 'İnsanları affedenlerdir' denir. Bunun üzerine binlerce kişi ayağa kalkar, sorgusuz sualsiz Cennete girerler." [Taberani]

"Allahü Teâlâ, belâya maruz kalan kuluna kıyamette tekrar sual sormaz." [Hâkim]

"Allahü Teâlâ, bazı kimseleri, insanların ihtiyaçlarını gidermek için yaratmıştır. İnsanlar, ihtiyaçları için onlara başvururlar. İşte bunlar, kabir azabından emindirler." [Taberani]

"Şehid, kabir azabından emindir." [İbni Mace, Beyheki]

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş