002  Allah (c.c.), kendisini ayrıntılı şekilde tanıtmıştır


Değerli okuyucularım,

Önceki yazımda, Allahü Tealâ'nın, elçileri aracılığıyla insanlara tebliğ ettiği son kitap ile, kendisiyle ilgili tüm yanlış bilgi ve yorumları düzelttiğini yazmıştım.

Kur'an-ı kerim, yalnız daha önceki dönemlerde ortaya çıkan yanlış "tanrı" yorumlarını düzeltmekle kalmamış, aynı zamanda Allahü Tealâ'nın nitelikleri hakkında da insanlara aslına uygun sağlam, gerçek ve doğru bir anlayış kazandırmıştır:

“Yeryüzünde ne varsa hepsi fanidir. Ancak ululuk ve büyüklük sahibi, Rabbinin hakikati kalır, o bakidir.” [Rahman, 26-27]

"O her şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı son'dur; varlığı aşikardır; gerçek mahiyeti insan için gizlidir. O her şeyi bilir." [Hadid, 3]

"O, kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahmândır, Rahîmdir." [Haşr, 22]


# Evrenin gerçek sahibi

O'nun büyüklükte, güç ve kuvvette eşi ve benzeri yoktur. Her türlü barış ve esenliğin kaynağı odur. Ve O her türlü eksikliklerden uzaktır.

"... O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır." [Haşr, 23]

"O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." [Haşr, 24]

"O diridir, O'ndan başka tanrı yoktur. Dini yalnız O'na has kılarak O'na yalvarın. ..." [Mümin, 65]

"Gözler O'nu görmez, O bütün gözleri görür. O Latif'tir, haberdardır." [Enam, 103]

Değerli okuyucularım, daha bunlar gibi Allahü Tealâ'yı anlatan yüzlerce ayet-i kerime vardır. Ayrıca bu ayet-i kerimelerin birçoğu, Rasulullah Efendimizin hadisleriyle açıklanmış, Fıkıh bilginlerinin ve Müfessirlerin yorumlarıyla tereddütlü konular bertaraf edilmiştir. Artık alemlerin yaratıcısı, yaşatıcısı, yöneticisi, sahibi ve rabbi (terbiye edicisi) olan Allahü Tealâ hakkında, zihinlerde hiçbir tereddüt yoktur. Zihinlerinde tereddüt olanlar, Rablerine önem vermedikleri ve bu bilgileri öğrenmek zahmetine katlanmadıkları için tereddüttedirler.

Bir insanın sahip olacağı bilgilerin en değerlisi, kuşkusuz "Marifetullah", yani "Allah bilgisi"dir. Çünkü mutlak gerçek olan Allah'ı bilmeyen, izafî birer değer olan diğer hiçbir gerçeği layıkı vechile anlayamaz. Allah bilgisinin kaynağı da Kur'andır. Kur'anda Allahü Tealâ kendisini bize nasıl tanıtıyorsa, O'nu öylece bilmek zorundayız. Aksi halde herkesin kafasında kendine göre uydurduğu bir "tanrı" kavramı olur.


# Allahü Tealâ'nın ayırt edici nitelikleri

Pek değerli okuyucularım,

Rabbimiz, Kur'an-ı Kerimde bildirdiği yüzlerce niteliği ile bizleri Kendisi hakkında bilgilendirmiş, Kendisini hiçbir tereddüte yer kalmayacak şekilde bizlere tanıtmıştır.

Ulu Allah, kendisinin sahip olduğu diri olmak, görmek, işitmek, bilmek, konuşmak, güç ve kuvvet sahibi olmak, tanzim ve tertip etmek, çekip çevirmek gibi yetki nitelikleriyle acımak, şefkat sahibi olmak, adaletli olmak, ihsan ve ikram sahibi olmak, sabretmek gibi etik niteliklerinden bir kısmını, kendisini daha iyi tanısınlar diye, kısmî ve temsilî bir biçimde, insan gibi bazı özel yaratıklarına da ihsan buyurmuştur.

Ancak O'nun diğer bazı nitelikleri vardır ki kendi Ulu Zatından başka, görünen görünmeyen, bilinen bilinmeyen diğer hiçbir varlıkta bulunmaz. Bunlara O'nun Zatî Sıfatları denir. Bunlar O'nun, mutlak anlamda var olması (vücud), varlığının ezelî ve ebedî olması (kıdem ve beka), Zatında, sıfatlarında, yaratma ve işlerinde tek olması (vahdaniyet), varlığının kendinden olması (kıyam binefsihi), yaratması (tekvin) ve yarattığı şeylerden hiçbirine benzememesi (muhalefetün lil havadıs) gibi ilahlık sıfatlarıdır. Bu sıfatlar, O'nun ayırt edici nitelikleridir. Bu niteliklerin diğer varlıklarda var olduğunu sanmak, yaratılmış şeyleri bu nitelikler ile nitelendirmek; ne Allahü Tealâ'yı, ne de O'nun yarattığı diğer varlıkları tam olarak bilmemekten, O'nun yarattığı düzeni tam olarak kavrayamamaktan ileri gelen bir durumdur. Gerçeği örten böyle bir anlayış, küfürdür. O sebeple her inançlı kardeşimizin bunları çok iyi bilmesi gerekir.


# O'nun hiçbir niteliği, yarattıklarına benzemez

Değerli okuyucularım,

Gerçekte Yüce Rabbimizin hiçbir niteliği, hiçbir yaratığın niteliklerine benzemez. Çünkü O, mutlak, kâmil, ezelî ve ebedî bir varlıktır. Dolayısıyla O'nun nitelikleri de kendi varlığı gibi mutlak, kâmil, ezelî ve ebedîdir. Diğer varlıklar ise O'nun tarafından yaratılmış, varlıkları O'nun kendilerini ayakta tutmasına bağlı, izafî, gelip geçici varlıklardır. Varlıkları, hayal mertebesindedir. Sonradan yaratılmış tüm bu varlıkların nitelikleri de, kendileri gibi, yaratılış amaçları ve ihtiyaçlarına binaen Allahü Tealâ tarafından belirlenip yaratılmış niteliklerdir. O sebeple bunları Mutlak Varlık olan Allahü Tealâ'nın nitelikleriyle kıyaslamak elbette doğru değildir. Ayet-i kerimede:

"Allah'a benzerler aramağa kalkışmayın" [Nahl, 74]

buyruldu.

Nasıl ki gerçek bir nesne ile, bir hayal veya görüntü asla birbiri ile karşılaştırılamayacak şeyler ise, suret mertebesinde olan tüm yaratılmış alemler de, mutlak bir gerçek olan Allahü Tealâ yanında öyledir. İnsan, ancak öldükten sonra bu mutlak gerçeğe muttalî olur.

“Yeryüzünde ne varsa hepsi fanidir. Ancak ululuk ve büyüklük sahibi, Rabbinin hakikati kalır, o bakidir.” [Rahman, 26-27]

"O gün, Allah onlara kesinleşmiş cezalarını verecektir. Allah'ın apaçık gerçek olduğunu bileceklerdir." [Nur, 25]

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş