032  Ölüm hastasına yardım


Değerli okuyucularım,

Şehid olarak ölmeye, ölüm hastasına da bu yönde yardımcı olmaya çalışmalıdır. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Şehid kabir azabından emindir." [İbni Mace, Beyheki, imam-ı Ahmed]

"Şehid, ölüm acısı duymaz, kabirde üzülmez, kıyametin dehşeti, hesap, mizan, sırat onu rahatsız etmez, doğruca Cennete gider." [Beyheki] buyurdu.

O sebeple şehid olarak ölmeyi isteyelim ve bunun için çok dua edelim. Hadis-i şeriflerde:

"Allahü Tealâ'dan, ihlâsla şehidlik isteyen, yatağında ölse de şehid olur." [Müslim]

"Şehidlerin çoğu yatakta ölür. Savaştakilerin niyetini ancak Allah bilir." [İ. Ahmed]

buyruldu.

Değerli okuyucularım, her şey Allahü Tealâ'nın elindedir. O, dilerse olmayacak hiçbir şey yoktur. O, bir şeyin olmasını istediği zaman, Kendi kurduğu ilahi düzeni hiç bozmadan, hiç olmayacak yerlerden sebepler yaratır. Dilerse, her olguyu, ilk yaratılışta olduğu gibi, hiçbir sebep olmaksızın da yaratır. Her an tüm alemlerdeki katrilyonlarca olayı aynı anda yaratan, her olguyu, ilahi düzenin işleyişi içinde, onunla uyumlu olarak, birbirine karıştırmadan yerli yerinde gerçekleştiren, her şeye gücü yeten, sonsuz bilgi ve güç sahibi Allahü Tealâ, bir aciz kulunun küçücük bir isteğini gerçekleştirmekten mi acizdir? O sebeple Allahü Tealâ'nın kudretinden en küçük bir kuşku duymaksızın O'ndan samimiyetle kendimiz ve hastamız için şehidlik isteyelim.

Ancak unutmayalım ki, sebeplerle yaratmak Rabbimizin adeti, arzuları gerçekleştirecek maddî ve manevî sebeplere yapışmak da peygamberimizin sünnetidir. Onun için bizi şehidliğe götürecek sebeplere yapışalım.


# Bizleri şehidliğe götürecek sebepler

Doğru sözlü peygamber:

"Günde 25 defa “Allahümme bâriklî fil mevt ve fî mâ ba’del-mevt” okuyan şehid olarak ölür." [Redd-ül muhtar] buyurdu.

Değerli okuyucularım, şehid olarak ölmenin manevî sebeplerinden birisi de kişinin Allahü Tealâ'nın ahkâmını öğrenip onları insanlara duyurmaya, yaymaya ve insanların, bütün iyiliklerin kaynağı olan bu altın kurallara uymalarını sağlamaya çalışmasıdır. Hadis-i şeriflerde:

"İlim öğrenirken ölen şehiddir." [Hatib]

"Dinini öğrenmek, öğretmek ve yaymakta iken ölen şehiddir." [İbni Asakir]

"Emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken ölen şehiddir." [İbni Asakir]

"Ümmetimin arasında fitne, fesat yayıldığı zaman, sünnetime sarılana yüz şehid sevabı vardır." [Hakim]

"Terkedilmiş bir sünnetimi ortaya çıkarana, yüz şehid sevabı vardır." [Hakim]

"Allahü Tealâ'nın kendisine mağfiret etmesi ümidi ile, benden kırk hadis yazana, Allahü Tealâ rahmet edip şehid mertebesi verir." [İbni Cevzi] buyruldu.

O sebeple kişi, 3-5 kelimeden ibaret bir ayet veya hadis bile öğrense, bunu, başta ana-babası, eşi ve çocukları olmak üzere herkesle paylaşmalıdır. Allah (c.c.) ve Rasulullahın azıcık sözlerinde bile tüm dünyayı ıslaha yetecek büyük bir iyilik potansiyeli vardır. Tabii uyanlar için... İnsanlar, yalnız, "Kendisi için istemediği şeyi, başkaları için de istememek" ilkesini bildiren peygamber sünnetine uysalardı bugün dünyada kötülük denilen birşey kalmazdı.


# Şehid olarak ölmeye vesile olacak bazı durumlar

Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz, kişinin şehid olarak ölmesine vesile olan diğer bazı durumları da şöyle bildirmiştir:

"Cuma günü veya gecesi ölen, şehid olur, kabir azabından kurtulur." [Ebu Nuaym]

"Her gece, Yasin okumaya devam eden kimse, şehid olarak ölür." [Taberani]

"Abdestli ölen şehidtir" [Deylemi]

"Beş vakit namazı doğru kılana, her gün için bin şehid sevabı verilir." [Tergib-i Hadimi]

"Suda boğulan, yangında ölen, garip, kimsesiz olarak ölen, zehirli hayvan sokarak ölen, iç hastalıklarından ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, kocasını kıskandığını gizleyen kadın, kendinin, din kardeşinin ve komşunun malını savunurken öldürülen, emr-i maruf ve nehy-i münker yaparken öldürülen kimse şehiddir." [İbni Asakir]

"Aşık olup, aşkını gizleyip ve iffetini koruyup ölen şehid olur." [Hakim]

"Hamile iken, doğumda veya lohusa iken ölen kadın şehiddir." [Taberani]

"Malı telef etmek haramdır, malı uğrunda öldürülen şehidtir." [Taberani]


# Dünya sevgisini kalbinden çıkarana şehid sevabı

Değerli okuyucularım, şehid olarak ölmeye sebep olan şeylerden birisi de dünya sevgisini kalbinden çıkarmak, oraya Allahü Tealâ'nın sevgisi yerleştirmektir. Bu, dünyaya tutkun nefse, en zor gelen şeylerden biridir. Bu durum için de şehidlik müjdesi verilmiştir.

"Dünyayı terk etmek, sabırdan daha acıdır. Fisebilillah kılıç vurmaktan da zordur. Dünyayı terk edene, Allahü Tealâ şehid sevabı verir." [Ebu Nasr, Deylemi]

Değerli okuyucularım,

İnsan, kendisi hiç farkında olmasa da, her an üzerinde onbinlerce fizyolojik olayın cereyan ettiği canlı bir mekanizmadır. Açın bakın biyokimya kitaplarına. En basit bir kimyasal bileşiğin sentezi için bile onlarca aşama gerekir. Her aşamada eneji sağlayan bileşiklere, o reaksiyonu katalize eden koenzimlere, ve o biyosentez olayının kullandığı öncüllere ihtiyaç vardır. Vücudumuzda, bunun gibi onbinlerce işlem, aynı anda vuku bulur. Bütün hayatî faaliyetleri durmuş yalnız solup alıp veren komadaki bir insanda bile bu olaylar kesintisiz devam eder. Bu olaylar aksamadan cereyan ettiği sürece biz bunların farkında bile olmayız. Ama bir tanesinde bir aksama olsa, o olgunun etkin olduğu her vücud bölgesinden dayanılmaz ağrılar, acılar, uyarılar gelir. Ölüm olayı, tüm bu fizyolojik işlemlerin son bulması durumudur ki onun verdiği sıkıntıları siz düşünün. O sebeple Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz:

"Ölüm meleğini görmek, bin kılıç darbesinden daha şiddetlidir." [Ebu Nuaym]

"Ölüm acısı çok şiddetli ise de, ölümden sonraki acılara göre çok hafiftir." [İ.Ahmed] buyurdu.

Ölüm hastası, kendi ihtiyaçlarını gidermek için sokağa çıkamayan hastadır (Redd-ül-muhtâr).


# Ölüm hastasına yardım

Onda yukarıda sözünü ettiğim hayatî işlemlerin önemli bir kısmı durmaya başlamıştır ki o sebeple sıkıntısı pek çoktur. Onun için ölüm hastasını elden geldiğince, havalandırması iyi, sakin, ısı ve rutubet şartları uygun bir odada bulundurmaya çalışmalıdır ki içeriden çektiği sıkıntılara dışarıdan da yenileri eklenmesin.

Ölüm hastasının bulunduğu odada canlı resmi, heykel, necaset, köpek, içki, kumar ve çalgı aletleri bulundurmamalı; bu odaya mümkünse cünüp, avret yerleri açık, ya da akrabalarıyla ilişkisini kesmiş kişiler girip çıkmamalıdır. Hadis-i şeriflerde:

"Canlı resmi, köpek ve cünüp bulunan odaya rahmet melekleri girmez." [Nesai]

"Ceres, [çan, zil, çıngırak] bulunan yere rahmet melekleri girmez." [Nesai]

"Köpek ve heykel bulunan odaya rahmet melekleri girmez." [Müslim]

"Akraba ziyareti yapmayan kimselerin bulunduğu yere rahmet melekleri gelmez." [Taberani]

"Evde kap içinde idrar bırakmayın! Rahmet melekleri böyle odaya girmez." [Taberani]

buyruldu.

Ölüm hastasına, varsa eşi, yoksa mahrem akrabalarından biri hizmet etmeli, namahrem kişiler hizmet etmemelidir.


# Vasiyetini yanında taşımalı

Kişi, vasiyetini yazıp yanında taşımalıdır. "Yazmadı ise, ölüm hastalığında yazması vacip olur. Burada evlâdına, ahbabına son nasihatını yapmalıdır. Kendinde hakkı bulunanlardan helâllaşmalarını, alacaklarını, vereceklerini, borcların ödenmesini, iskât yapılmasını, hac borcu varsa vekil gönderilmesini istemeli, cenaze hizmetindeki ve definden sonraki isteklerini bildirmelidir. Zevcesine olan (Mehr-i müeccel) borcunun ödenmesi için vasıyyet etmesini unutmamalıdır. Bu isteklerinin ahkâm-ı islâmiyyeye uygun yapılması için, âdil iki şahid yanında bir vasî seçmelidir." [S. Ebediye]

Ölüm hastasını ziyarette, ziyaret çok kısa tutulmalı, ziyaretçiler, Allahü Tealâ'nın rahmetinden ümidini kestirecek şeyler konuşmamalı, aksine onu ümitlendirmelidirler. Allahü Tealâ:

"Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar." [Zümer, 53] buyurdu.

Eğer durumu uygun ise kendisine bir abdest aldırılıp abdestli olarak bulunması sağlanmalıdır. Hadis-i şerifte:

"Abdestli ölen şehiddir" [Deylemi] buyruldu.

Mümkünse kendisine, yormadan kısa sözlerle bir "tevbe istiğfar" ettirilmeli, böylece günahlarından arındırılmış olarak ahırete göçmesi sağlanmalıdır. Her ne kadar can boğaza geldikten sonra küfre tevbe (yani iman) kabul edilmezse de, günahlar için yapılan tevbe kabul edilir.


# Kelime-i tevhidi hatırlatma

Ölüm hastalığında "ihlâs" suresi okuyanlara kabir sorgusu olmayacağı bildirildi.

Ölüm hastası nefsinin kaygusuna düştüğünden o anda söz ve işleri bedenî ihtiyaçlarına yönelik olur. Onun yanında işitebileceği kadar bir sesle "Lailahe illallah, Muhammedür rasulullah" diyerek Allahü Teala'yı hatırlaması ve imanını tazelemesi sağlanmalıdır. Rasulullah Efendimiz:

"Ölüm halindekilere Lâilahe illallah söylemesini telkin edin, onları Cennetle de müjdeleyin. Şeytanın insana en yakın olduğu an bu vakittir." [Ebu Nuaym]

"Ağır hastayı, Lâilahe illallah demeye zorlamayın, sadece telkinde bulunun." [Dare Kutni]

"Son sözü Lâilahe illallah olanın, ruhu kolay çıkar ve o söz kıyamette ona nur olur." [Hakim] buyurdu.

"Ölüm hâlinde su içirmek sünnetdir. İhtiyâcı görülürse vâcib olur." "Hastanın yanına salih kişiler girip Yasîn okumalıdır. Gizli okumak da fâidelidir. Hadis-i şerifte buyruldu ki: (Yanında Yasîn-i şerîf okunan hasta, suya doymuş olarak vefât eder ve doymuş olarak kabre girer.)" [S. Ebediye]

Allah'a emanet olunuz.

Dr. İsmail Ulukuş