034  Onların "ilah" edindikleri evren, bir fanidir


Değerli okuyucularım,

Masonların güya inandıkları tanrıyı anlatmak için "Kainatın Ulu Mimarı" gibi bir terim kullanmaları, birçok kişiyi yanıltabilir. Hatta bazıları bunların, nasıl insanın bir ruhu varsa tanrıyı da kainatın ruhu gibi düşündüklerini zannedebilirler. Hayır hayır... Kesinlikle böyle birşey söz konusu değildir. Masonluğa egemen olan bu Kabalist zihniyet tam anlamıyla materyalist bir zihniyettir. Onlar ne yaratılışı, ne de maddenin ötesinde hiçbir gerçeği kabul etmemektedirler. Onların "tanrı" dedikleri şey, evrimini tamamlayarak olgunluğa ermiş madde alemidir. Evreni ebedileştirmeleri ve iki de bir "tabiat yarattı" gibi sözler sarfetmeleri de o sebepledir. "İnsan"ı da bu evrimin mevcut durumda en yüksek aşamaya gelmiş bir unsuru olarak gördükleri için ilahlaştırmaktadırlar. Yoksa insana değer ve önem verdikleri için değil. Onun için de maddenin ötesinde bir tanrının varlığını kabul eden, ve evrenin bu tanrı tarafından yaratıldığını, düzenlendiğini ve yönetildiğini esas alan dinlere de tamamen karşıdırlar. Lütfen Cevat Rifat Atilhan'ın "Kendi Vesikalarına Göre Masonluk Nedir?" adlı kitaptan[1] yaptığım şu alıntılara bir göz atınız:


# Masonlar din düşmanıdır

"Unutmayalım ki biz masonlar din düşmanıyız. Ve localarımızda bütün gayretlerimizi göstererek dinin her türlü tezahür şeklini imha edeceğiz." 1911 Belfort Mason Kongresi zabıtlarından

"Din aleyhine mücadele; dini devletten ayırdıktan sonra hal edilecektir." Akasya, 1903, s.860

"Her insanda vicdan hürriyetini enerjik tarzda kuvvetlendireceğiz. Beşeriyetin hakiki düşmanı olanı dinlerle tereddütsüz muharebe edeceğiz." Büyük Mason Locası, 1922, s.198

"Artık alemşümul dinlerin Allah'ı yalnız bir kavmin Allah'ı değil, alemin Rabbidir. Fakat bu Rab, kâfirleri af etmeyen ve müminlere cennetler izhar eden bir taraflı ve toleranstan mahrum bir mabuttur." Necat mahfilinin broşurü, s.49

Akıllarınca kâfirlere neden tolerans göstermiyor diye Ulu Allah'ı ayıplıyorlar. Kendileri yalnız geçen yüzyıl içinde Avrupa'da, Rusya'da, Osmanlı topraklarında çıkardıkları fitne ve savaşlarla yüz milyonlarca insanın ölümüne sebep oldular. Allah'ın neden kâfirlere hoşgörülü davranmadığı belli değil mi?

Değerli okuyucularım,

Masonluğun temsil ettiği materyalist felsefenin iki temel yanılgısı vardır. Bunlardan ilki "evrenin kendi kendine var olduğu, ezelî ve ebedî olduğu" varsayımıdır.


# Bilimsel veriler onları yalanlamaktadır

Zamanımızda bilimin ilerlemesiyle dün bizim için meçhul olan birçok şey, bugün bilinir hale gelmiştir. Bunlardan birisi de evrenin, yani madde aleminin olası yaşı ile ilgili husustur. Abdürrezzak Nevfel tarafından kaleme alınmış "Allah ve Modern Bilim" adlı kitapta[2] evrenin yaşı ile ilgili olarak Gamow ve J.Jeans ait aşağıdaki bilgiler yer almaktadır:

"Meselâ Thoriom ve adi Uranyumun period denilen yarı hayat devirlerini inceleyerek bunların yaşlarını tahmin etmek mümkündür. Gamow bir maddenin kendi asli miktarının yarısının parçalanması için gerekli zamanı ilmi incelemeler neticesi tahmin etmektedir ki, bu miktar Thoriom ve adi Uranyum için dört buçuk milyar senedir. Bu bilindiğine göre bir maddenin atomlarının şekillenmesi için kaç milyar seneye ihtiyaç olduğunu bulmak zor değildir. U235 ile ifade edilen bir başka cins Uranyumun hayat periodu ise 0.9 milyar senedir. U235 kainatımızda çok nadir olarak bulunur. Ve bu duruma gelebilmesi için 7 period devir geçmesi gerekir ki, bu aşağı yukarı 6 milyar senedir.

Radyoaktif saat metodu ile yapılan incelemelerden kâinattaki kayaların ve taşların teşekkülü için ortalama üç buçuk milyar seneye ihtiyaç olduğu ortaya çıkmaktadır.

Okyanuslar'ın yaşı da Halley metodu ile tahmin edilmektedir. Nehirlerin getirdikleri tuzlar, buharlaşma neticesi okyanuslarda kalmakta, böylece tuzluluk oranı gittikçe artmaktadır. Okyanus sularındaki bu tuzluluk oranı asırlara göre taksim edildiğinde bu miktarın her asır için milyonda bir nisbetinde olduğu belirlenmiştir. Bu ölçü sayesinde okyanuslarının yaşının ortalama üç milyar sene olduğu tahmin edilmektedir.

Ay'ın yaşını tahmin işlemi de oldukça dikkat çekicidir. İlmi ölçülere göre her yıl ay dünyadan 12.7 cm hızla uzaklaşmaktadır. Bu arada güneşimizin de içinde bulunduğu yıldızlar kümesinden 0.75 saniyelik bir hızla uzaklaştığını söyleyelim. Dünyamızın güneşten koptuğu ve ayın da dünyadan ayrılmış bir parça olduğu hatırlanarak ayın bugünkü uzaklığı yukarıda verdiğimiz rakamlara bölününce 3.5 milyar sene gibi bir rakamla karşılaşırız.

Güneş'in ömrü de içinde bulunan hidrojenin ısıya dönüşümü yöntemi ile ölçülmektedir. Çekirdek transformasyonu denilen bu işlemde, her atomdan çıkan enerji belli olup güneşin içindeki Hidrojen miktarının bitip tükenmesi için 5x10[10] sene geçmesi gerekmektedir. Bu tahminlere göre güneşin yaşının 3 milyar seneye yakın olduğu sanılmaktadır.

Aynı metodla yıldızların yaşının da 3 milyar sene civarında olduğu tesbit edilmiştir."

Değerli okuyucularım, görüldüğü gibi bu bulgular birbirini doğrulamakta ve böylece evrenimizin tahminen 3-6 milyar yıl gibi bir geçmişe sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Yani bir başka deyimle evrenimiz Masonların sandığı gibi kendi kendine ezelden beri var olmayıp 3-6 milyar yıl önce varlık sahnesine çıkmıştır. Yani onların "tanrı" edindikleri evren bir fânidir ve onun da diğer bütün yaratılmışlar gibi bir başlangıcı vardır.

Allah'a emanet olunuz.


-------------------------------
[1] Cevat Rifat Atilhan, 1964. Kendi vesikalarına göre Masonluk Nedir? 3.baskı. Doğan Güneş Yayınları, Nu.18, P.K.21 Beyazit, İstanbul
[2] Abdürrezzak Nevfel, 1982. Allah ve Modern İlim, cilt:1. Hikmet Yayınları, Klodfarer Cad. 16/4, Divanyolu, İstanbul.