047  Belli yerlere Sabetaycılardan başkası gelemiyor


Değerli okuyucularım,

Bugün de Türkiye'deki Sabetaycılarla ilgili olarak, daha önceki bilgilere bir katkı olmak üzere, Ayşe ARMAN'ın 07.06.2004 tarihli Hürriyet Gazetesinde yayınlanan Yalçın Küçük ile yaptığı bir röportajı sizlere sunmak istiyorum. Yazının orijinal kaynağına ulaşamadım. Onu aşağıdaki siteden[1] sizlere aktarıyorum.

"- ... Bir insanın Sebataist olup olmamasının ne gibi bir sakıncası olabilir? Sizce İsmail Cem, bu ülke için nasıl bir tehlike oluşturuyordu?

- Bakın hanımefendi, bu işe başlarken 1967'yi milat aldım. 1967'den önceki Sabetaizmi ben bağrıma basıyorum. Ama 1967'den sonra şunu görüyorum: Sabetaistlerin bir kısmı artık Türkiye'ye sadık değiller. Bir de endogami nedeniyle, iç evlilik yani, çok aptallaştılar. Bana bugün Aydın Menderes ve diğerleri ‘Nasıl olur da İsmail Cem'in zekasının bu kadar düşük olduğunu bildin?’ diyorlar. Ben sezgilerimde hiç yanılmadım... Ama bugün ortada olan şarkıcılara, sanatçı geçinenlere bakın. Bunların bir kısmına yüz bin yıl kadınsız kalsam elimi sürmem! İşte onların hepsi bu kabileden! Hem güzelliğimiz, hem sanatımız, hem müziğimiz hem de ahlâkımız bozuldu!

- Ve bütün suç İbrani kökenlilerde öyle mi!

- Hep bunlar ortadaysa, belli yerlere başkası gelemiyorsa bunlar yüzünden diyebiliriz tabii...

- İyi de siz İpekçi ailesiyle filan da sınırlı kalmıyorsunuz. ‘Sanatımız, müziğimiz bozuldu’ derken, Gülben Ergen’i Sertab Erener’i kastediyorsunuz. Size göre neredeyse herkes Sabetaist! Bu biraz komik değil mi?

- Değil efendim. Tabii ki onları kastediyorum. Ayrıca bu ülkede kekeme biri [BEYAZ'ı kastediyor] talk şovcu olabiliyorsa, o da İbrani kökenlidir diyorum. Ama esas olarak ben kişilerle değil, yasalarla uğraşıyorum. Türkiye'de İbrani asıllı olmayan biri Dışişleri Bakanı olmaz. Tek tük istisnalar vardır ama bu sonucu değiştirmez. Sözünü ettiğim klanın dışında kalanlar, Türkiye’de bir yere gelemez. Mesela, TRT Genel Müdürü olamaz, MİT Başkanı olamaz... Bir insan kabiliyetsizse ama çok para kazanıyorsa Türkiye’de, o büyük bir ihtimalle İbrani asıllıdır diyorum ve araştırmaya başlıyorum. Tabii Sedat Ergin gibi İbrani asıllı olduğu halde geldiği yeri hak edenleri araştırmıyorum. Mesela Musa Anter. Ki benim dostumdur, Adana’da parasız yatılı okumuştur. O zamanki deyimle, tam bir kıro. Ama bu kıro, zengin bir Kürt aliminin kendisinden 10 yaş küçük kolejde okuyan kızıyla evlenmiştir. Sizce nasıl oluyor? Ben böyle bir vakayı incelerim...

- Pes yani. Bu şimdi komplo teorisi değil de ne! Mustafa Erdoğan da size göre Kürt Yahudisi. Ve İbrani kökenli olan Gülben Ergen’le sevgili olması tesadüf değil...

- Değil tabii.

Sabetaizmin üç kolu var: Yakubiler, Karakaşlar ve Kapaniler. Osman Kibar, Melih Kibar, Nazlı Ilıcak Kapanidir. Nereden çıkartıyorum? Nazlı Ilıcak'ın dayısı Turhan Kapancı’dır. Yakubiler, aşağı yukarı asimiledir. Ama bir Karakaşi hiçbir zaman bir Türk’le, Müslüman’la evlenmez, dahası yatağa giremez. Bunları ben icat etmedim ki. Rıfat Bali’nin kitaplarına bakın. Ben ne yapıyorum? Bu işi bilim haline getiriyorum. Beğendiğim yüce tuttuğum üç kadın var. Biri Halide Edip. Ama ben onun İbrani asıllı olduğunu biliyordum. İkinci kadın, Behice Hanım'dır. Onu da çok severim ama o da İbrani asıllıdır. Üçüncüsü de Sabiha'dır. Ama ben Sabiha'nın kızı Yıldız’ın zekasının çok düşük olduğunu da yazdım. Mecburum bunu yazmaya. Bir de tabii Fethi Okyar meselesi var. ‘Efendi’ demişler ona. "

- Atatürk’ün durumu nedir? Sizce, o da mı İbrani kökenliydi?

- ‘Yalçın Küçük ve Soner lafı buraya getiriyor’ diyenler gayri samimi. Bütün bu anlattıklarımdan Mustafa Kemal’e bir sonuç çıkmaz. Eşi Latife Hanım’ın Sabeaist olması da bu durumu değiştirmez. 19. yüzyılda Sabetaistler arasında evlilik yasağı vardı. Cemaat, bu yasağı ancak şöyle bozardı: Osmanlı’da gerçekten yükselebilecek İbrani kökenli olmayanlarla kızlarını evlendirirdi ama doğacak çocukları İbrani olarak yetiştirirlerdi. Ne var ki Mustafa Kemal’le Latife’nin çocuğu yok. Zaten Mustafa Kemal’in İbrani kökenli olduğuna dair bir belge de yok. Bulamazsınız da. O fakir aile çocuğuydu, fakirlerin istatistikleri tutulmaz. O böyledir demiyorum. Ama Mevhibe Hanım böyledir...

İsmet İnönü, Sabetaist değildi ama eşi öyleydi. Dolayısıyla doğan çocuklar İbrani kökenlidir ve öyle yetiştirilmiştir. Ortada belge olmamasına rağmen dönmelik ve Yahudilik üzerine ne kadar kitap okursanız okuyun, ‘Mustafa Kemal de bizdendir’ iması vardır. Şişli Terakki’nin yayınlarına bakın ya da İnternet’e girin dünya literatüründeki Sabetaistelerle ilgili maddelere bakın, hepsinde Mustafa Kemal’in kuvvetle böyle olduğunu ima edilir. Oysa gerçekte onun İbrani kökenli olduğuna dair bir arşiv bulunamamıştır. Zaten o geldiği yerlere hakkıyla gelmiştir..."

Röportajın kaynak sitede yayınlanan bölümü bu kadar.

Allah'a emanet olunuz.


-------------------------------
[1] http://www.islamustundur.com/sabetaizmnedir.html