009 Kripto Ermeniler -2-
Hem Ermeni Dönmesi vatandaşlarımız hakkında daha açık bir fikir edinmeniz ve hem de onların yaşadıkları ruh durumuna daha yakından vakıf olmanız için, bu yazımda da sizlere, Bugün TV'de "Erkam Tufan ile Analiz" programında Ermeni Patrik genel vekili Aram Ateşyan ile yapılmış bir röportajı[1] sunmak istiyorum. "Ben önce birinci dünya savaşından ele almıyorum. Büyük anne ve babalarımızı ele alırsam onlar 1 milyonun üzerindedir. Son nesilden bahsediyorum, artı yüz bin daha var en az. Bugün yaşayanlardan, annesi babası Ermeni olanlardan bahsediyorum. Annesi babası Ermeni olan ama kendini Müslümanım diye tabir eden, Ermenice'yi bilen, boynunda gizlice haç taşıyan yüz binin üzerinde Ermeni var."
"Kilise olarak değil, ama bireysel olarak var."
Kiliseye geldiği zaman kim olduğunu belli eder, bütün komşuları ne olduğunu anlar, ama bazıları cesaret edip kimliğini belirtmese de kiliseye geliyor, ziyaret ediyor. Mesela geçen sene Paskalyayı İstanbul'da kutladıktan bir hafta sonra Diyarbakır'da ayin yaptım, yaklaşık 400 kişi geldi.
"Bunun 200’ü saf Müslüman kardeşler, 200’ü Ermeni kökenli."
Ama Hıristiyanlığa dönmüyorlar, çünkü dönerlerse devlet dairesinde çalışıyorlarsa işten atılacaklar. Komşusu rahatsız edebilir. Bunlar yaşanıyor. Benim ailem orada halen Müslüman olarak yaşıyor. Diyarbakır Silvan'da benim ablamın çocukları var. Bazıları köklerine döndüler. Bunlar 1950’li yıllarda baskıyla müslümanlaştırıldılar. Enişteme eğer Müslüman olmazsan öldüreceğiz seni diyerek Müslüman yaptılar. Ben 1954 doğumluyum ben 4-5 yaşındayken ablam Müslüman olmuştu."
"Gerçek anlamda Müslüman olamaz, içini değiştiremezsiniz. Eniştem baskıyla Müslüman oldu ve ablamı da baskıyla Müslüman yaptı. Ablam gizlice haçını da takardı. Ermenice de konuşuyordu, ama dinini değiştirdi diye herkes tarafından saygı da duyuluyordu."
"Evet değiştirdi. Eniştem baskıyla Müslüman oldu, o da ablamı baskıyla Müslüman yaptı. Ben Müslüman oldum, sende mecbursun Müslüman olmaya, dedi. Kimliğini de değiştirdi."
"Kimlik çıkardılar ve Müslüman olarak yaşadılar, çocukları da Müslüman olarak yaşadılar. İsimleri de müslüman isimler, torunları da Müslüman oldular. Ne oldu ben onları kaybettim."
"Ne fark eder benim kilisemin üyesi değil vaftiz etmemişim, edemem."
"Cehenneme gitmez yok öyle bir şey. Şimdi Hıristiyan olması için vaftiz olması şarttır. Vaftiz olmayan birini kiliseme alamam."
"Çocukken vaftiz olmuştu. Evlendikten sonra din değişimi oldu."
"Olmadılar, bakın onların 6 çocuğu var. Bir tanesi döndü, çocukları da döndü. Döndürdüm, Ermeni oldular. Vaftiz oldular ki bana dayı diyorlar. Diğer 5 tanesi Müslüman olarak yaşıyorlar."
"Günaha girmiş olmuyor ama eziklik var. Kilisenin üyesi olmak varken rab İsa Mesih’in takipçisi olmak varken ki onların asıl dini budur."
"Kilisemiz yasaklar bunu, kimlikte İslam yazdığı sürece ben onları vaftiz yapamam, kilisenin kanunu bu."
"Yetmiyor, şimdi yeğenim biliyor, ama onun çocukları yarın Hıristiyan olduklarını unutacak bilmeyecek, onunda çocukları komple unutacaklar bitti."
"Onların çevresindekilerin yüzde sekseni dönme Ermenidir, ama şaraptan dönme sirke oluyorlar. Daha koyu Müslüman oluyorlar."
"Şartlar öyle gerektiriyor, kendini daha koyu bir Müslüman olarak göstermek zorunda kalıyor."
"Camiye de gitmiyorlar belki ama kiliseye de gelmiyorlar. Hem camiden hem kiliseden oluyor. Bunlar kendi aralarında evlilik yapıyorlar, dönmelerden yapıyorlar. Bakıyorlar kim köklü ermeni, gidiyor, oradan kız alıyorlar."
"Bugün Ermeniler de başka dinden insanlar alıyorlar, engel değil bu. İslam olabilir başka bir inanca mensub olabilir, bizim gençlerimiz de evleniyorlar bir engel yok bunda. Ama kripto Ermeniler istemeyerek o yaşamı seçmişlerdir, ben onlardan bahsediyorum.
Diyorum ki bazen neden özünüze dönmüyorsunuz? İstanbul’a gelirsek belki diyorlar. İstanbul da o kadar tehlike yok. Yeğenime soruyorum "Neden dönmüyorsun İstanbul’a" diye. "O zaman benim emlaklarıma onda bir fiyat verirler ya da hiç vermezler satarken" diyor. Başka birisi daha var kendine göre önemli bir görevde, "İlan edersem Ermeni olduğumu, görevimden alırlar beni" diyor."
"Hiçbir şey, tepki görenler de var; benim dönen yeğenim, daha doğrusu yeğenimin çocukları, ona saldıranlar oldu. Kökü Ermeni olanlar bile, tekrar neden Hıristiyanlığa geçtin diye. Yeğenim günlerce ağladı farklı bir dine mensup olmak bir suçmuş gibi."
"Son nefeslerini vermeden önce. Büyük anneler babalar son günlerine yaklaştıklarında söylüyorlar, biliyor musun ben Ermeniyim, diye."
"Birçok şehirde, mesela Diyarbakır da söyledim 3-4 aile var Ermeni, kimliği Hıristiyan olan ama yaklaşık 50-60 aile var kökü Ermeni olan. Benim yeğenlerim ablamın torunları onları sayarsak sadece 25 kişi eder."
"Onlara hizmet veremeyiz, ne tür hizmet verebileceğiz ki Hıristiyan değil, kanında olsa canında olsa Hıristiyan değil görüntüde, ben ona hizmet veremem. Bireysel akrabalıklar hariç Kilise olarak hizmet veremem. Ancak vaftiz olacak, kimliğini değiştirecek Hıristiyan olacak öyle."
"Doğrudur Tunceli’nin yüzde 90’ı belki dönme Ermeni’dir. Neden derseniz 30 yaşlarında bir çocuk geldi bana ve "Benim köküm Ermeni" dedi. "Ben dönmek istiyorum" dedi. Ben de ispatla dedim. İspatlayamadı, kabul etmedim. Ama inatla gitti geldi, vazgeçmedi. Gitti geldi rahatsız etti beni, daha sonra babası aradı. "Beyefendi" dedi, "Ben belediyede çalışıyorum, emekli olayım ben de İstanbul’a gelip döneceğim. Buradaki halkın yüzde 90’ı Ermeni’dir, lütfen kabul et" dedi. Ben de kabul ettim, ders aldı, vaftiz oldu, kilisemizin üyesi oldu."
"Orası babam demektir burası da anam demektir. Çünkü Ermenistan’a baba vatan deriz. Türkiye’ye ana vatan deriz. Biz Türkiye Ermenileri anne ile baba arasında kalmış çocuklarız, ikisi kavga ediyor, biz ağlıyoruz. Biz sabırsızlıkla bekliyoruz anne babamız barışsın artık, hangi şartlarda olursa olsun kucaklaşsınlar." Allah'a emanet olunuz.
| ||