039  Âlimlere büyük övgü


Değerli okuyucularım,

Âlim ya da ilim öğrencisi olmayı, bunlardan birisi olamaz ise ilim sohbetlerinde dinleyici olmayı öğütleyen, dinleyici dahi olamaz ise hiç değilse ilimle uğraşan kişileri seven birisi olmayı, bunların dışında kalmanın insanı helâke sürükleyeceğini bildiren Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz, ilim irfan sahibi âlimlere o kadar övgü dolu sözler söyledi ki bunları işiten herkesin kalbinde, elinde olmadan, keşke bir âlim olsaydım düşüncesi uyanır.

İşte Rasulullah (s.a.v.)'in o bilgiye iteleyici, bilgiye heveslendirici, yüreklendirici güzel sözlerinden birkaçı:


# Alimin yüzüne bakmak bile, ibadet

"Âlimler, yeryüzünün kandilleri, peygamberlerin halifeleri, benim ve diğer peygamberlerin varisleridir." [Ebu Nuaym]

"Âlime hürmet eden, bana hürmet etmiş, onu ziyaret eden beni ziyaret etmiş olur." [İ. Rafii]

"Âlim, Allahın emin olduğu, güvendiği kimsedir." [Deylemî]

"Âlim, ilmi az da olsa, ilmi ile amel eden kimsedir." [Ebuşşeyh]

"Âlimlere tabi olun! Onlar, dünyanın ışığıdır." [Deylemî]

"Âlimler (ebedi saadet yolunu gösteren) birer kılavuzdur, rehberdir." [İ. Neccar]

"Âlim ile beraber olun, diz dize oturun. Çünkü Allahü tealâ, yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi, ölü kalpleri de ilim nuru ile diriltir." [Taberanî]

"Âlimin yüzüne bakmak ibadettir." [Ebû Davûd]

"Âlim ile oturmak, yüzüne bakmak ibadettir." [Hâkim]

"Âlimle beraber bulunmak ibadettir." [Deylemî]

"Âlimin âlim olmayana üstünlüğü, peygamberin ümmetine üstünlüğü gibidir." [Hatib]

"Âlimin abide üstünlüğü, dolunayın, yıldızlara olan parlaklığı gibidir." [Ebu Nuaym]

"Âlim, abidden yetmiş derece üstündür. Bid’at ortaya çıkınca âlim, halkı ikaz eder. Abid bid’atten habersiz, ibâdetle meşgul olur. Bu bakımdan da âlim, abidden kıymetlidir." [Deylemî]


# En büyük musibet: Bir âlimin ölümü

Değerli okuyucularım, yukarıdaki hadislerde anılan ve Allahü tealâ'nın, yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi, ölü kalpleri de ilim nuru ile dirilttıkleri anlatılan alimler, kuşkusuz, Peygamber Efendimizin insanlığa bir "ebedî mutluluk reçetesi" olarak sunduğu İslam'ın çeşitli dallarında yetişmiş; düzenledikleri ilim ve sohbet meclisleriyle, yazdıkları kitap ve risalelerle, verdikleri fetvalarla, yaptıkları vaz ve nasihatlarla kalb hastalıklarının tek ilacı olan ilâhî nuru, iman ve islam ışığını, dünyanın dört bir yanına ulaştıran bilginlerdir.

Gerçi, Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz, maddî alemle ilgili pozitif bilimleri, araştırma, gözlem, deneyim ve sanatı da asla hafife alıp geri planda tutmamıştır. Onlara büyük bir değer vermiş, onları da "hikmet" adı altında toplayarak hep bilimin genel çerçevesi içinde mütalâa etmiştir. Ancak bununla birlikte Kur'an, Hadis, Fıkıh, Tasavvuf ve Ahlâk gibi bilimlere büyük bir öncelik tanıdığı da bir gerçektir. Bunun en önemli sebebi ise bu bilim dallarının doğrudan insanlara Rablerini tanıtması, Marifetullah'a vesile olması, onları kesin iman ve takva sahibi yaparak insanların ebedî kurtuluşlarına vesile olan bir anahtar durumunda bulunmalarıdır.

İşte o sebeple Rasulullah (s.a.v.), bu âlimlerin ölümüne de çok büyük bir önem atfetmiş ve:

"Âlimin ölümüne üzülmeyen, münafıktır. Bir âlimin ölümünden daha büyük musibet yoktur. Bir âlim ölünce, gökler ve göklerde olanlar, yetmiş gün ağlarlar." [R. Nasıhin]

"Bir âlim ölünce, İslâmda bir gedik açılmış olur ve kıyâmete kadar kapanmaz." [İ. Süyuti]

"Bir âlimin ölmesi, bir şehir halkının ölümünden daha büyük ziyandır." [Taberanî]

"Âlim ölünce, denizdeki balıklar bile kıyamete kadar ona istiğfar ederler." [Deylemî]

"Kıyamette peygamberler, âlimler ve şehitler şefaat eder." [İ. Mâce]

"Âlimlerin mürekkebi, şehidlerin kanı ile tartılır, âlimlerin mürekkebi, ağır gelir." [İ. Neccar] buyurmuşlardır.


# Hikmet, müminin yitik malı

Değerli okuyucularım, yukarıda da anlatıldığı gibi Rasulullah kalb bilimlerine öncelik tanımakla birlikte maddî alemle ilgili "hikmet" adını verdiği pozitif bilimleri de kapsayan diğer hayat bilgilerini de asla ihmal etmemiş, hafife almamış, "hikmet"i, müminin kayıp malı olarak görerek nerede bulursa hiç kaçırmayıp öğrenmesini istemiştir. İbn Abbâs'ın "Hikmet, nübüvvet dışındaki isâbettir" [Buharî] buyurması, "hikmet" teriminin, din bilgileri dışındaki her bilgiyi kapsadığını göstermektedir. İşte onlarla ilgili birkaç hadis meali:

"Hikmet, mü'minin yitik malıdır; nerede bulursa onu alır." (İbn Mâce, Tirmizî)

"Fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın!" [İbni Asakir, Askeri]

"İlim Çin’de de olsa alınız" [Deylemî, Taberânî, Beyhekî]

"Fen ilmini al, çıktığı kap sana zarar vermez." [Künuz-ül hakaik]

"Hikmetin konuşulup yayıldığı meclis, ne güzel meclistir." [Darimî]


# Rasulullah'ın kendileri de çok iyi bir gözlemci idi

Değerli okuyucularım, Peygamber Efendimiz yalnız ilmi ve âlimleri övmekle kalmamıştır. Kendisi de gözlem ve deneye dayalı birçok sağlık tavsiyesinde bulunmuştur. Onun öğütlediği birçok şeyin bugün de beslenme uzmanları tarafından, aynı amaçlar için, bilimsel araştırma verilerine dayalı olarak öğütlenmesi, onun ne kadar iyi bir gözlemci ve deneyci olduğunu açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Zamanımıza kadar gelen bilgilerden, Rasulullah'ın, yalnız, besin ve sağlıkla ilgili uygulamaların etkilerini gözlemekle kalmadığı, onların birçoğunu kendi üzerinde ve derdine karşı ne yapacağını soran onlarca sahabe üzerinde de deneyip gözlemlediği anlaşılmaktadır. İşte Rasulullah'ın o beslenme ve sağlık öğütlerinden bazıları:

"Kuru üzüm, safra açar, balgamı söker, sinirleri kuvvetlendirir ve sıkıntıyı giderir." [Ebu Nuaym, Deylemî]

"Yemekten önce kavun karpuz yemek şifadır." [İ. Asakir]

"Zeytinyağı 70 derde devadır." [Ebu Nuaym, Deylemî]


Kaynak: http://www.hthayat.com/kadinca-hayat/guncel

"Zeytinyağı ile tedavi, basura faydalıdır." [Taberanî, Ebu Nuaym]

"Zeytinyağını yiyin ve onunla yağlanın. O, mübarek, bereketli bir ağacın meyvesinden çıkar." [Tirmizî, İbni Mâce]

"Sarmısak yiyin ve onunla tedavi olun. Çünkü o, 70 derde devadır. Eğer bana melek gelmeseydi, elbette ben de yerdim." [Deylemî, Tirmizî, Hâkim]

"Soğan-sarmısak yemek haram değildir. Fakat kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmayın!" [İbni Huzeyme]


Kaynak: http://www.netgazete.com/saglik/

"Kabak, baş ağrısına iyidir. Mercimeğe 70 Peygamber dua etmiştir." [Nesaî, Müslim Taberanî, Deylemî, İ. Gazali]

"Acve hurması zehire karşı, küm'e mantarının suyu göze şifadır." [Buharî, Tirmizî, Nesaî, İbni Mâce, İ. Ahmed, Deylemî, İ. Münavi]


# Yemeklerin efendisi et

"Yemeklerin seyyidi et ve pirinçtir." [Tirmizî, Hâkim, Ebu Nuaym]

"Lohusa hurma yerse, çocuklar sakin olur. Hz. İsa'nın doğumunda Hz. Meryem hurma yedi. Daha iyisi olsa idi, Allahü tealâ onu verirdi." [Hatib]

"Lohusaya taze hurma, hastaya, bal gibi şifalı bir şey yoktur." [Ebu Nuaym]

"İncir kulunca iyi gelir." [Deylemî]

"Çörek otuna devam edin. Zira onda ölümden başka her derde şifa vardır." [Ebu Nuaym]

"Çörek otu dertlere şifadır." [İbni Sünnî]

"Yemeğe tuzla başlamak ve bitirmek 70 hastalığa şifadır." [R. Nasıhin]

"İnek sütü şifa, yağı ilaçtır." [Beyhekî]


Kaynak: http://www.nurdergi.com/bilim/

"Sütlü gıdalar, hastanın kalbini ferahlandırır." [Şir’a]

"Süt içen hamilenin oğlu olursa kalbi temiz, kız olursa güzel olur." [Ebu Nuaym]

"Güneşte fazla durmayın! Güneş elbiseyi eskitir, soldurur, hastalığa da sebebiyet verir." [Hâkim]

"Akşam yemeğini kesmek ihtiyarlığa sebeptir." [İbni Adiy]

"Bir avuç kötü hurma ile de olsa, akşam yemeğini ihmal etmeyiniz!" [Tirmizî]

"Hastalıkların başı çok yemektir. İlaçların başı perhizdir." [S. Ebediyye]


Kaynak: http://www.beslenme.gov.tr/

"Eshabım hasta olmaz! İslâm dini, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshabım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve doymadan önce sofradan kalkar!" [S. Ebediyye]

Değerli okuyucularım, gördüğünüz gibi Rasulullah'ın sağlık tavsiyeleri, zamanımız uzmanlarının bilimsel verilere dayalı tavsiyeleriyle tamamen örtüşmektedir. O da Rasulullah'ın uyduruk bilgilerle değil, tamamen gözlem ve deneye dayalı bilgilerle haraket ettiğini ve çok iyi bir gözlemci olduğunu açık bir şekilde ortaya koymaktadır.

Allah'a emanet olunuz.