018  Şeytanîler, ne yapmaya çalışıyorlar.


Değerli okuyucularım,

Şeytaniler, tamamen kendi konrollerinde, başkenti Kudüs olan bir dünya devleti oluşturmaya çalışıyorlar. Bir önceki yazımda kendi belgelerinden aktardığım bilgilerden hatırlayacağınız gibi bu devlet Hak ve Özgürlükleri ortadan kaldıran müstebit bir devlet olacak. Eee şeytanîlerden de Hak ve adalet üzerine kurulu, insanların özgürce günlük işlerini sürdürebildikleri bir devlet beklemek saçmalık olmaz mı?

Bu şeytani amaçlarına ulaşabilmek için de uzun vadeleli planlarla dünyayı yeniden düzenlemeye çalışıyorlar.


# Devletleri parçalayıp küçültmeye çalışıyorlar

Büyük ve güçlü devletler, olanakları ve büyük devlet olmanın getirdiği bilgi birikimleri ve deneyimleri ile şeytanilerin birçok fitnelerine anında müdahale ederek onları etkisiz hale getirmektedirler.

Diğer yandan tüm dünyayı yönetmeye talip olanlar için çok sayıda devlet elbette bir sorundur.

Onun için şeytanîler, devletleri parçalayıp küçültmeye çalışıyorlar. Bazılarına göre şu anda Birleşmiş Milletlere kayıtlı 190 civarındaki devletin sayısını 1600'e çıkaracaklarmış. Yani bilgi doğru ise bu, site devletleri oluşturmaya çalışıyorlar demektir.

Hatırlayacaksınız Yugoslavyayı parçaladılar. Şu günlerde de Irak ve Suriyede aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar.


# Orduları yok etmeye çalışıyorlar

Güçlü ordular, onların planlarının önündeki en önemli engeldir.

Bunun en çarpıcı örneğini, kendi ordumuzun Güneydoğu opaerasyonlarında gördük.

Hatırlayacaksınız, bu şeytanilerin telkinleri ile devlet adamlarımız, adeta büyülenmiş hale gelip basiret ve sağduyularını yitirmişlerdi. PKK gibi Küresel Derin Devlet tarafndan kurulmuş ve tek amacı Güneydoğumuzu Türkiyeden koparmak olan bir terör örgütünü, hiçbir ilgisi olmadığı halde, devletine bağlı Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak görüyor her türlü faaliyetlerine izin veriyolardı. Ülkemiz nerede ise bir iç savaşın eşiğine gelmişti.

Tarih boyunca bu aziz Milletin en büyük destekçisi olan Allahü Tealâ yardım etti de devlet adamlarımız, gaflet uykusundan uyandılar. Küresel şeytanilerin kurdurup her türlü statejik desteği verdiği Marksist- Leninist PKK'nın, bizim müslüman güzel Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olmadığını, olamıyacağını ve PKK'nın Türkiyeye bölmek için kurulmuş bir terör örgütü olduğunu anladılar.

Sonra başlayan operasyonlar ile, ordumuz ve polisimizin cansiperane gayretleri sonucu, Güneydoğuda şehirlerimiz PKK'dan temizlendi. Temizlik hâlâ devam etmektedir. Böylece Küresel şeytanilerin bütün oyunları bozuldu.

Değerli okuyucularım, o sebeple güçlü ordular, küresel şeytanilerin en büyük korkusudur. Onun için yeryüzünden bütün orduları yok etmek istiyorlar.

Bunu yapamadıkları yerlerde de Devlet yöneticilerine telkinatta bulunarak "orduyu sivilleştirmeye veya sivil yöneticelere bağlamaya" çalışıyorlar. Böylece ordu gibi askerlik sanatını kendi bünyesinde yoğurmuş bir topluluk, hiçbir askeri deneyimi ve bilgi birikimi olmayan bir sivile teslim edilmekle adeta başsız bir hale getiriliyor.


# Polis devleti oluşturmaya çalışıyorlar

Değerli okuyucularım, onlar kendi etkileri altındaki devlet adamlarına sürekli telkinatta bulunarak devletin güvenliğinde asker sayınısı azaltıp polis sayısını artırarak devletleri bir polis devleti haline getirmeye çalışıyorlar. İşte baş şeytaninin sözleri:

Çünkü bizim ırkımız seçilmiş ırktır, diğerleri sadece köledirler. Eğer yaşamak istiyorlarsa ömür boyu bize bu şekilde hizmet etmek zorundadırlar.

Bizimle işbirliği yapanlar, çok yakında yeni dünya hükümetinde kendi bölgelerini bizim idaremiz altında yönetecekler. Üçüncü sınıf ülkelerin halkları eğitim düzeylerine göre işçi olarak çalışacaklar, bizim gibi gelişmiş halklar da bunların üstünde bir hiyerarşi içinde yönetici olarak görev yapacaklar.

“Yeni Dünya Düzeni”. Bu yeni rejime faşizm diyebiliriz; çünkü otoriter bir devlet yönetimi, bizim anlayışımıza göre, dünyayı yönetebilmek için en ideal rejimdir. Böylece kişilerin yaşamı polis denetimiyle mutlak kontrol altına alınacak, varlıklarına devlet her an el koyabilecek, toplumlar bizim istediğimiz şekillde yönlendirilecek[1]


# Su havzalarını ele geçirmeye çalışıyorlar

Meteoroloji uzmanı bilim adamlarının bilimsel tesbitleri Dünya atmosferinin her geçen gün biraz daha ısındığını ortaya koyuyor. Durum öyle gösteriyorki önümüzdeki yıllarda Türkiye de dahil bizim kuşağımızdaki pekçok ülke, çölleşme riski ile yüzyüze gelecek.

Değerli okuyucularım, küresel şeytaniler bunun farkına varıp şimdiden dünyanın önemli su havzalarını kontrolleri altına almaya çalışıyorlar.

Bunun tipik örneğini Karadeniz bölgemizdeki HES örneklerinde yaşadık. Hidro Elektrik Santral kurmak bahanesiyle bu bölgemizde bazı su havzalarının kullanım hakkı 50 yıllığına bunların uhdesine verilmiştir. Böylece insanlarımızın sularına resmen el konulmuştur. Halbuki bizim güzel insanlarımızın suları ellerinden alınmadan da Hidro Elektrik Santral kurulabilirdi. Bu santrallerin çalışması için bu su havzalarının bunlara verilmesi şart mı idi. Eğer bu verdiğim bilgilerde bir hata varsa, lütfen yetkililer beni uyarsınlar.


# Besin kaynaklarını tekellerine almaya çalışıyorlar

Değerli okuyucularım, su ve besin her insan için en hayati önem taşıyan iki şeydir. Dünyayı yönetmek iddiasında bulunan bu şeytanilerin en çok önem verdikleri şeylerden biri, bu iki hayati nesneyi, yani su ve besini, kendi kontrolleri altında bulundurmaktır.

O sebeple ABD'de oluşturdukları birçok küresel şirket, dünya çapında faaliyette bulunmaktadır. Bunlardan biri Monsanto'dur.

Dünyadaki tüm GDO’lu mahsullerin %91’i Monsanto’ya aittir.[2]

“Dünyadaki mısırın yaklaşık yüzde 25’i GDO’lu. Soyanın ise yüzde 83‘ü GDO‘lu tohumlardan üretiliyor. Dünya ticaretine konu olan mısır ve soyanın GDO‘suzunu bulmak neredeyse imkansız. Türkiye de gitgide daha fazla GDO’lu ürüne izin vermeye başlıyor. Resmi Gazete'de yayımlanan Biyogüvenlik Kurulu kararına göre hayvan yeminde genetiği değiştirilmiş (GDO) 3 soya ve 1 mısır çeşidine onay verildi.[3]

Değerli okuyucularım, olup bitenlerden anlaşıldığı kadarıyla, küresel şeytaniler bunlarla da yetinmemekte toplumların almaları gereken en zaruri hizmetler olan sağlık, eğitim gibi hayati kurumlara da el atmak niyetindedirler. Sürekli devletleri bunları özelleştirmeye zorluyorlar. Allah "c.c." bunların şerrinden tüm insanlığı muhafaza buyursun.

Allah'a emanet olunuz.


----------------------------
[1] http://www.xing.com/net/artikalite/genel-bilgi-platformu-242978/murdoch-dan-rockefeller-ve-rothschild-ile-turkiye-yi-de-iceren-dunya-gercekleri-carpici-bir-roportaj-32267330
[2]http://uzuncorap.com/2012/03/08/bir-gdo-devinin-dnasi-monsanto/
[3]https://m.bianet.org/bianet/toplum/188790-dort-yeni-izin-gdo-lu-hayvan-yemi-sayisi-36-ya-cikti